Elazığspor yalnızca bir futbol kulübü değildir; bu şehirle nefes alıp veren bir ruhtur, bir inançtır, bir yaşam biçimidir. Ve bu ruh her kötü günde, her zorlu mücadelede, her sahaya çıktığında daha da büyüyor. Bu yazı, sadece bir galibiyeti anlatmaz. Bu yazı, Elazığspor’a inanan herkesin yüreğinin sesidir.

Elazığspor’un başarısı sahada ter döken futbolcularla mümkündür. Kalecimiz Muammer Zülfikar Yıldırım sağ olsun, kalesini adeta çelik bir duvar gibi koruyor; aynı zamanda ileride mücadele eden Efe Tatlı, Yusuf Ayaz, Bünyamin Güler ve Mehmet Yılmaz gibi savaşçı isimler her topun peşinde koşuyor. Hakan Yavuz’un bitmek bilmeyen enerjisi, Erkan Eyibil’in orta sahadaki zekâsı ve isabetli pasları, Halil İbrahim Sönmez’in liderlik ruhu ve Enes Soy’un bitiriciliği, Fuat Bavuk’un golcülüğü… Her biri, elimizdeki hazine gibidir; Emekleri kelimelerle tarif edilemeyecek kadar değerlidir. Bu oyuncular, sadece bir takımın forması için değil, bir şehrin gururu için savaşıyorlar.

Elazığspor’un her futbolcusu, sahaya çıktığında bu armayı kalbine gömüyor. Her mücadelede ter döküyor, her pozisyonda yüreğini ortaya koyuyor. Bazen golle coşturuyor, bazen mücadelemizi taçlandırıyorlar. Hepsine ayrı ayrı minnettarız: İyi günümüzde olduğu gibi zor günümüzde de yanımızda oldular.

Ama Elazığspor’un gücü sadece sahadaki oyunculardan gelmiyor. Bu kulübün ardında, inanılmaz bir emek ve fedakârlık yatıyor. Yönetim Kurulu, adeta bir kahramanlar ordusu gibi her gün gece gündüz çalışıyor. Başkan Ahmet Feti Yılmaz, kulübün vizyonuna inanan bir lider olarak duran, fedakârlığıyla herkese örnek olan bir isim. Yanında yer alan Aybars Uğurtaş’tan Bahadır Kubilay’a, Burak Yol’dan Devran Dilan Elmacı’ya, yönetimin her bir üyesi; Erbay Serrtaş, Erkan Akpınar, Erkan Dinç, Eyyup Yıldırım, Gürkan Bulut, Hanifi Yunus Biçer, Hasan Özkan Uygur, İlter Genç, Mehmet Akif Dumandağ, Mehmet Aslan, Melih Emiroğlu, Miraç Ayaz, Mustafa Şerifoğulları, Nurullah Yıldız, Özkan Aydın, Savaş Çimenoğlu, Şefik Su, Turgay Dil, Turgut Karabulut, Turgut Kılınç, Türker Yıldırım, Yunus Çelik ve Abdülkadir Aladağ, bu kulübü ayakta tutan irade sahipleridir.

Bu isimler, sadece koltukta oturup izleyen değil, kulübün her kararında ter akıtan, Elazığspor’un her bir taşını özenle yerleştiren gerçek neferlerdir. Onların vizyonu, fedakârlığı ve bağlılığı olmasaydı, bugün burada bu inançla duramazdık. Yedek Yönetim Kurulu üyeleri, Denetleme Kurulu, Disiplin Kurulu ve tüm destek ekipleriyle birlikte bu aile, Elazığspor için yanıp tutuşuyor — sadece yönetmiyor, bu kulübü yaşatıyor.

Elazığspor’un gerçek gücü; tribünlerde yükselen seslerdedir. Tribündeki tezahürat, sahadaki oyuncular için bir güç kaynağıdır, bir motivasyon motorudur. Bu nedenle Elazığlılar, Elazığspor’a inanan herkes; sadece iyi gününde değil her zaman tribünlerde olmalıdır. Çünkü bu takımın arkasında duran her bir ses, bu armaya daha fazla güç katıyor.

Her galibiyet yüreğimizi coşturur, her mağlubiyet bizi olgunlaştırır. Ama her koşulda Elazığspor’a duyduğumuz sevgi ve inanç değişmez. Bu takım, bu şehir için atıyor.

Kim ne derse desin;
Biz Elazığspor’a inanıyoruz.
İyi gününde de kötü gününde de,
Her zaman yanındayız.
Çünkü Elazığspor, sadece bir takım değil;
Bu şehrin gerçek ruhudur.