Diploma… O çok uğruna uykusuz kalınan, sabahlara kadar ders çalışılan, aileden harçlık kısılıp fotokopi parasına yatırılan yılların karşılığı. Mezuniyet töreninde havaya fırlatılan keplerin ardından yere düşen umutlar gibi ağır bir gerçek var Türkiye’de: Diplomayı almak, iş bulmak anlamına gelmiyor.
Resmi verilere göre, 2025 yılı itibarıyla Türkiye’de genel işsizlik oranı yüzde 8,5 civarında. Ancak bu sayı, genç işsizliği söz konusu olduğunda katlanıyor. 15-24 yaş grubundaki gençlerde işsizlik oranı yüzde 18’e kadar çıkıyor. Bir başka deyişle, her beş gençten biri işsiz. Üniversite mezunlarında ise durum daha da düşündürücü: Yükseköğretim mezunu işsiz sayısı 1 milyonun üzerinde.
Bir genç olarak üniversiteden mezun olduğumda önümde tek bir seçenek vardı: Mücadele etmek. Çünkü sayılar yalan söylemiyor; iş yok, umut var. “İş beğenmiyorlar” diyenler de var. Kimseye minnet etmeden hakkıyla kazanacağı bir iş bulmak isteyen genç, tembel yaftasıyla damgalanıyor.
Sabah bilgisayar başına geçiyorum. İş ilanlarına bakmak bile başlı başına bir mesai. CV düzenlemek, motivasyon mektubu yazmak, referans bulmak… Her başvuru, bir umutla atılan bir taş. Cevap gelmez. Ya da “Olumsuz sonuçlandı.” cümlesiyle yüzleşirsin. “Deneyim?” derler, peki bu deneyimi nerede kazanacağız? “Sen yeni mezunsun, deneyimsizsin.” E iyi de bu gençlik ne zaman kazanacak o tecrübeyi?
Belki de en çok içimi yakan şey, benimle birlikte mezun olan arkadaşlarımın yarısının işsiz, bir kısmının da kendi mesleği dışında bambaşka işlerde asgari ücrete mahkûm olması. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre her dört üniversite mezunundan biri kendi bölümüne uygun iş bulamıyor. Kimimiz garsonluk yapıyor, kimimiz çağrı merkezlerinde sabit cümlelerle konuşup duruyoruz. Yıllarca hayalini kurduğumuz mesleği icra edemiyoruz.
Yine de pes etmiyorum. Çünkü bu ülkenin gençleri, umudun ta kendisidir. Biliyorum ki ben çalıştıkça, çabaladıkça, kendimi geliştirdikçe bir gün bir kapı açılacak. Belki bu sabır sınavı, bana daha fazlasını öğretiyor. Kendini değersiz hissetme diyorum kendime. Bu senin suçun değil. Sistemin ayıbı.
Çok değil, belki bir gün bu ülkede gençler diploma aldığı gün işini de garantilemiş olacak. Belki hayal. Ama bu hayali büyütmekten başka şansımız yok. Çünkü umut, işsiz bir gencin son sermayesidir.