Öğrenme,çocukların yaşantıları sonucu davranışlarında meydana gelen uzun süreli değişmeler olarak tanımlanır ve doğum itibariyle başlayıp yaşam boyunca devam eder.
Aile aracılığıyla edinilen ilk bilgiler,okul süreci başlayınca daha bilişsel bir hal alır.Bu süreçte her çocuk gelişimsel ve zihinsel faktörlere göre farklılıklar gösterir.Bazı çocuklar tarafından başarının anahtarı bulunurken bazıları ise başarının sırrını yakalamakta güçlük çekebilir.
Peki öğrenciler başarının anahtarını bulurken nasıl bir yol izlemeli?
Kendine güvenen,başarılı olabileceğine inanan,bilgiyi hazır edinmek yerine araştırarak öğrenme metodu geliştiren,hedefleri olan,onları gerçekleştirmeye heves eden,sürekli bilginin peşinde olan,okula severek giden ve arkadaşları ile yapılan faaliyetlere katılan çocuklar başarının anahtarına ulaşma konusunda birkaç adım önde ilerler.Bunların yanında başarıya ulaşmanın en büyük etkeni ise öğrenci-öğretmen-aile üçgeni olarak tanımlanabilir.
Doğumundan itibaren ailesini tanımaya çalışan,onlarla güven bağı kurmaya çalışan ve iletişim konusunda tatminkarlık beklentisine giren çocuklarımız bir süre sonra en büyük rol modellerinden öğretmenleriyle önemli bir bağ oluşumuna girmektedirler.Bu üçgenin aslında gerçek başarıya ulaşmanın şifresi olduğu aşikardır.Çocuklar gördükleri ve yapmak istedikleri bir davranışı ilk önce ailesinde görmesiyle doyumsuz bir tatminkarlığa ulaşırlar.Ailenin vermiş olduğu güven duygusuyla dış etkenlerden beklentilerini kısarlar.Bu davranışsal olaylar onların hem dikkatini dış etkenlerden korurken hemde istedikleri hedefe daha kolay ulaşabilmeleri açısından çok önemlidir.Bunların yanında okul hayatlarına başladıklarında onların gün boyu yanlarında olan ve onlara en güzel yol haritasını oluşturacak olan öğretmenlerin etkisi de bir o kadar önemlidir.Öğretmenlerini pusula gibi kabul eden ve onların gösterdiği hedefe doğru tecrübelerinden faydalanarak ilerlemek öğrencilerin kendisine olan güvenini artırmaktadır.
Derslere düzenli devam etmek,dersin derste dinlenilerek öğrenilmesini kolaylaştıracağından,zorunlu haller dışında devamsızlık yapılmaması başarıyı elde etmeye yardımcı olacaktır.Okulda öğrenilen bilgilerin dışında ders içerikli ödevlerini ebeveynlerine yaptıran çocuklarda sorumluluk bilinci oldukça düşüktür.Bu konuda öğretmen ve anne-baba işbirliği içerisinde olmalıdır.
Öğretmenlik sadece öğreticilik değildir.Yaşam boyu devam eden eğitimin en büyük faktörlerindendir.Öğretmenini rol model alıp güzel iletişim kuran öğrenciler,hayattan kendilerine pay çıkarabilirken öğretmenlerinin tecrübelerinden de bir o kadar faydalanabilirler.
Öğretmeniyle güven bağı oluşturup sosyal becerilerini artıran,onların etkisiyle sorumluluklarını yerine getiren öğrenciler aile ortamının kendilerine verdiği güvenle kazandıkları becerileri pekiştirdiklerinde gerçek başarıya ulaşmış olmaktadırlar.Dijital dünyadan uzak kalıp,teknoljiden dozajında faydalanlar,çok kitap okuyup çok insanla kaynaşanlar,yaparak yaşayarak öğrenme modeliyle ezberden uzak kalarak öğrenmelerini asıl amacına ulaştıran öğrenciler için başarı hiç de zor değildir.
Başarının verdiği hazza ulaşabilmek için gerekli mücadeleyi veren ,hayatta isteklerini en iyi şekilde belirleyen ve en önemlisi vicdanını her şeyin üstünde gören çocuklarımızın artması dileğiyle.