Elazığ, bereketli ovaları, uygun iklim koşulları ve Fırat Nehri gibi güçlü su kaynaklarıyla tarıma son derece elverişli bir şehir. Ancak ne yazık ki bu potansiyel, yıllardır tam anlamıyla değerlendirilemiyor. Tarımın geleneksel yöntemlere sıkışıp kalması, genç nüfusun köylerden uzaklaşması ve üretimden çok tüketime yönelen bir ekonomi anlayışı, Elazığ tarımının önündeki en büyük engeller arasında.

Bugün Elazığ’da yapılması gereken, sadece daha çok ekim yapmak değil; daha akıllı, verimli ve sürdürülebilir bir tarım politikası geliştirmektir.

1. Dijital Tarım ve Akıllı Sulama Sistemleri

Tarım artık sadece traktörle tarlaya çıkmak değil, sensörlerle toprağın nemini ölçmek, dronlarla ürün verimini analiz etmek anlamına geliyor. Elazığ’da özellikle Keban, Baskil ve Uluova bölgelerinde akıllı sulama sistemleri kurulmalı. Bu sayede hem su israfı önlenir hem de rekolte artırılır. Fırat’ın suyu, bilinçli kullanıldığında sadece Elazığ’ı değil, bölgeyi doyuracak kadar güçlü bir kaynaktır.

2. Üretim Planlaması ve Katma Değerli Ürünler

Elazığ’da her köyde benzer ürünlerin ekilmesi, hem fiyat düşüşüne hem de ürün fazlasına yol açıyor. Tarım il müdürlüğü ve üniversiteler iş birliğiyle bölgesel üretim planlaması yapılmalı. Örneğin Baskil’de badem ve kayısı, Maden’de aromatik bitkiler, Kovancılar’da yem bitkileri gibi ürünlere yönelim sağlanabilir. Ayrıca sadece ham ürün satmak yerine, işlenmiş ürünler (örneğin badem yağı, kurutulmuş meyve, reçel) üzerinden katma değer yaratılmalı.

3. Tarımsal Kooperatiflerin Güçlendirilmesi

Küçük üreticinin en büyük sorunu, ürününü hak ettiği fiyata satamaması. Bunun çözümü, güçlü ve şeffaf çalışan tarım kooperatifleridir. Üretici birlikleri yeniden organize edilmeli, genç çiftçilere eğitim verilerek kooperatif bilinci aşılanmalıdır. Elazığ, tarımsal üretimde “birlikten güç doğar” anlayışını benimsemelidir.

4. Üniversite ve Tarım Ar-Ge İşbirliği

Fırat Üniversitesi’nin tarım ve ziraat alanındaki bilgi birikimi, sahaya yeterince yansıtılamıyor. Üniversite ile çiftçiler arasında düzenli bilgi aktarımı sağlanmalı, toprak analizinden ürün seçimine kadar bilimsel yöntemler kullanılmalıdır. “Deneme tarlaları” kurularak çiftçiye somut örnekler gösterilmelidir.

5. Gençlerin Tarıma Dönüşü İçin Teşvik

Köyden kente göçle birlikte tarımın yaş ortalaması 50’nin üzerine çıktı. Bu tabloyu tersine çevirmek için gençlere yönelik tarım hibeleri, düşük faizli krediler ve teknoloji destekli girişimcilik projeleri artırılmalı. Tarım, artık sadece sabanla değil, tabletle yönetilen bir alan olabilir.

Elazığ’ın tarımsal geleceği, toprağa değil vizyona yatırım yapmakla şekillenecek. Eğer modern tarım teknikleri, planlı üretim ve eğitimle desteklenirse, Elazığ sadece kendi halkını değil, çevre illeri de doyurabilecek bir üretim üssüne dönüşebilir.

Toprağın hakkını vermek, aslında geleceğe sahip çıkmaktır.