Son günlerde köşemizde kaleme aldığım bazı tespitler, ne yazık ki maksadını aşan yorumlara konu olmuş. Sanki biz, belgeleri yalanlıyormuşuz… Sanki ortada bir usulsüzlük varmış da biz üzerini örtmeye çalışıyormuşuz gibi yansıtılmak istenmiş. Açık konuşalım: Ne belgelerden, ne de açıklamalardan rahatsızız. Aksine, doğruların ortaya konmasından yanayız. Bizim rahatsızlığımız, geçmişte başka söylemlerle sahneye çıkanların, bugün pozisyon değiştirip ‘şeffaflık savunucusu’ kesilmesine.
Temizlik İşleri Müdürlüğü'yle ilgili paylaşılan belgelerde herhangi bir usulsüzlük şüphesine kapılmış değiliz. Aksine, bu birimi yıllardır yakından takip eden biri olarak, bugüne kadar sergiledikleri titiz çalışma anlayışına güvenimiz tamdır. Açıklamalar tatmin edici, kamuoyunu bilgilendirici niteliktedir. Buna dair bir itirazımız da olmamıştır, olmayacaktır. Bizim meselemiz şahıslarla değil, ilkesizlikle. Düne kadar bir başkanı hedef gösterip, bugün o başkanın projelerini göklere çıkaranların samimiyetine güvenmeyiz. Çünkü biz dün de aynı noktadaydık, bugün de: Doğrunun tarafındayız.
Menfaat ilişkilerine göre yön değiştirenlerle aramıza çizdiğimiz kalın çizgi, durduğumuz yerin ispatıdır. Biz ne konjonktüre göre şekil alırız, ne de koltuk hesaplarına göre saf tutarız. Söylemlerimiz dün neredeyse, bugün de orada. Çünkü biz, günü kurtarmak için değil; geleceğe doğru bir iz bırakmak için yazıyoruz.
Bugün bazı belgelerin açıklanmasıyla “Bakın, şeffaflık var” diyorsunuz. Güzel. Ama dün o belgelerin varlığını yok sayan, hatta onların peşine düşenlere “algı yapıyor” diyen sizdiniz. Şimdi ne değişti? Belgeler mi değer kazandı, yoksa sizin pozisyonlarınız mı?
Bu halk artık gösterilen belgelerden çok, belgeleri gösterenlerin niyetine bakıyor. Aynı belgeyi dün “yolsuzluk delili” diye sunup, bugün “kamu yararı” diye parlatıyorsanız; kusura bakmayın ama güven problemi yaşanır. Çünkü mesele sadece belge değil; mesele tutarlılık, mesele ilke, mesele omurgadır.
Altını özellikle çizmek gerekir ki; Temizlik İşleri Müdürlüğü’nün çalışmaları konusunda bir şüphemiz hiçbir zaman olmadı, bugün de yok. O birimin sahadaki emeğine, disiplini ve şehre kattığı katkıya olan güvenimiz sonsuzdur. Bizim sözümüz, o birimde alın teriyle çalışanlara değil; dün kara çalanların, bugün aklayan pozuna bürünmesinedir.
Son sözümüz net: Biz menfaatin değil, hakikatin tarafındayız. Bugün hangi bilgi, hangi belge kamunun yararınaysa; onu destekleriz. Ama dün söyledikleriyle bugün yaptıkları çelişenlere güven duymayız. Çünkü biz, durduğu yeri menfaate göre belirleyenlerden değiliz.