Yeni düzenlemeye göre artık bir bölgenin riskli alan ilan edilmesi yalnızca deprem veya yapısal çürümeye bağlı olmayacak. Sosyal ve çevresel faktörler de bu kararın merkezine yerleştirildi. Altyapı eksiklikleri, afet toplanma alanlarına erişimdeki zorluklar, okul, hastane ve park gibi temel sosyal donatılardan yoksun mahalleler de riskli alan kapsamına alınabilecek.
Riskli Alan Artık Mahalleyi Kapsıyor
Uzmanlar, yeni kriterlerin şehirlerdeki eski yapı stoğuna sahip mahalleleri daha hızlı dönüşüme dahil edebileceğine dikkat çekiyor. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlerde, bu değişiklikle birlikte uzun süredir bekleyen kentsel dönüşüm projelerinin hız kazanması öngörülüyor.
Hak Sahipleri İçin Destekler Artıyor
Yönetmelik ayrıca dönüşüm sürecinde vatandaşların mağduriyetini önlemeye yönelik mali destekleri de artırıyor. Evlerini tahliye etmek durumunda kalan vatandaşlara verilecek kira yardımı oranı yüzde 35 yükseltilirken, düşük faizli kredilerle yapılacak yerinde dönüşüm destekleri de daha cazip hale geldi. İtiraz süreçlerinin kısaltılması ise projelerin daha hızlı başlamasını sağlayacak.
Gayrimenkul Piyasasında Yeni Fırsatlar
Sektör temsilcileri, bu değişikliklerin inşaat ve gayrimenkul piyasasına yeni bir ivme kazandıracağını belirtiyor. Yasal zemin güçlendikçe, hem yerli hem de yabancı yatırımcıların büyük ölçekli kentsel dönüşüm projelerine ilgisinin artması bekleniyor. Ancak uzmanlar, sosyal risk değerlendirmelerinin şeffaf ve adil uygulanmasının sürecin başarıya ulaşmasında belirleyici olacağını vurguluyor.
Bu düzenleme, Resmî Gazete’nin sadece bürokratik kararların yayımlandığı bir platform olmadığını, aynı zamanda şehirlerin güvenliği ve vatandaşın yaşam kalitesini artırmayı hedefleyen kritik düzenlemelerin de merkezi olduğunu gösteriyor.





