TTB, Türkiye’deki doktorların %80’ini temsil ettiğini iddia eden bir meslek örgütüdür. Temel görevi tabiplerin haklarını korumak, mesleği temsil etmek, tıp eğitimine katkıda bulunmayı ve Türkiye halk sağlığını geliştirip yaygınlaştırmayı amaç edinmek olan bir yapılanmadır.

Başkanlığını 2020’den beri Şebnem Korur Fincancı yürütüyor. Biz kendisini tabiplerle ilgili değil adeta PKK sözcülüğü görevinden tanıyoruz. Kadın, TTB Başkanı olarak çıkıyor örgüt kanalına ve diyor ki “burada zehirli gaz kullanılmış, ben görüntülerde gördüm.” Sonra da uluslararası müdahale çağrısı yapıyor. Aynı kanalda ve kanalın yayın organlarında “TC ordusu taktik nükleer bombaya saldırdı, zehirli gaz sıktı, köpeklere bomba bağlayıp mağaralara saldı” gibi akla ziyan iftiralar var. (Bu arada TSK köpek öldürmez, kamikaze dronlarımız bu görevleri yerine getirir.)

Fakat nükleer silah kullanıldı dese millet mabadıyla güler, o sebepten medyada örgütün propagandasını yapanlar buna değinmiyor, hangi yalan en çok tutar deyip zehirli gaz yalanını atıyorlar. Zehirli gaz, nükleerden daha gerçekçi çünkü.

TTB bu ülkede hekimlerin %80'inini temsil ediyor. Fincancı şayet siyasi maceralara çok meraklıysa buyursun TBMM'ye. Yok öyle TBB'yi kullanıp işine gelmeyince de bunlar kişisel fikir demek. Böyle bir makamın sorumluluğu var.

TTB'nin kendisini temsil etmediğini düşünen belki binlerce doktor olabilir, haklı da olabilirler biliyorum fakat bu TTB'nin iddiası. Kendisi hekimlerin yüzde seksenini temsil ettiğini söylüyorsa böyle açıklamalar yapamaz. Gocunan varsa kusura bakmasın, o “sayın profesör doktor Fincancı” örgütün bizzat Ağustos ayında “hastalıktan öldü” dediği teröristin (Baz Mordem kod adlı M. Can Evren) geçen hafta kimyasallarla öldürüldüğüne teyit etmeden sazan gibi atladı, sonunda devletimiz de bu sazanı hak ettiği yere koydu. Bu tutuklama, çok doğru ve yerinde bir karardır.

Benim burada eleştirdiğim iki husus var; birincisi, bu kadının benzer iddialarına devletin fazlasıyla müsaade etmesi ve tutuklama konusunda gecikilmesi. İkinci ise meslek örgütlerinin siyasi parti gibi, bazen örgüt sözcüsü gibi hareket etmeleri konusu. Bu konuda da düzenleyici önlemler alınmalıdır.

Kimse, Türk milletinin gözbebeği olan TSK için bu ifadeleri kullanamaz. Yalanlar atıp gidin siz kanıtlayın masum olduğunuzu diyemez, iddia sahibi iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Uluslararası çağrıda bulunmak, Mehmetçiğe iftira atmak bu vatana, yediği ekmeğe ihanet etmektir. Bilinmelidir ki bazen gecikse de adalet yerini bulur, hainler de hak ettiğini…