Bazen bir değişim, sessizce olur. Ne zaman başladığını hatırlamayız ama fark ettiğimizde iş işten geçmiş olur.
İşte şu anda böyle bir zamanın içindeyiz. Toplum olarak dönüşüyoruz, farklılaşıyoruz. Ama ne yöne gittiğimizi, aslında neyi kaybettiğimizi tam olarak fark etmiyoruz.
Eskiden doğru yanlıştan daha net ayrılırdı. Bir mahallenin büyüğü konuştuğunda herkes susar, çocuklar büyüklerinin yanında edepli otururdu. Şimdi kim kimin büyüğü belli değil, saygı kelimesi yokmuş gibi davranılıyor. Çünkü değerlerimiz sessizce kayboluyor, ahlaki duyarlılıklar yavaş yavaş eriyor.
Yaşamaya çalıştığımız şu zamanda yalan “beyaz” olursa normal karşılanıyor, kul hakkı “görmezden gelinirse” unutuluyor. Ve en önemlisi de, artık en çok izlenen, en çok alkışlanan kıymetli oluyor. Ne söylediğin değil, nasıl göründüğün önem kazanıyor. Gerçek samimiyet, artık yerini gösterişe bırakıyor. Toplum içinde gerçekten bağ kurmaktan çok, bağlantı kurmayı biliyoruz. Sosyal medya sayesinde her şey elimizin altında;
haberler, insanlar, fırsatlar...
Ama içimizde tarifsiz bir boşluk büyüyor.
Kendimizi anlatacak yüzlerce platform var, ama dinleyecek bir tek insan bulamıyoruz. Çünkü aile kavramı zayıflıyor, güven duygusu kayboluyor. Çocuklara kardeşlik yerine kıyaslama, paylaşmak yerine yarışmak öğretiliyor. Çocuklarımız rol modellerini büyüklerinden değil, ekranlardan seçiyor.
Ve biz tüm bu değişime sessizce alışıyoruz.
Normalleşiyor her şey...
İşte asıl tehlike burada başlıyor. Çünkü bir toplumda çöküş, bir anda gelmez. Adım adım, göz göre göre, “böyle de olur” diyerek gelir.
İyinin sıradan, kötünün olağan olduğu bir ortamda büyüyen bir nesil, geleceği nasıl inşa edebilir?
Peki ne yapacağız?
Fark edeceğiz..
Önce kendimizi sorgulayacağız.
Sonra çevremizi.
Yanlışı “herkes yapıyor” diye değil, doğru bildiğimiz için düzelteceğiz.
Küçük bir iyiliği küçümsemeyeceğiz.
Bir çocuğa “teşekkür ederim” demeyi, yaşlı birine yardım istenmeden yardım edilmesi gerektiğini öğreteceğiz ve örnek olacağız.
İyiliği görüp sessiz kalmayacağız.
Ve yanlış olanı sadece eleştirmekle kalmayıp, doğrusunu göstermeye çalışacağız. Çünkü bu ülkenin geleceği, teknolojide, ekonomide ve üretimde olduğu kadar karakterde, bilinçte ve ahlakta da şekillenecek.
Ve bugün atılacak her küçük adım, yarının büyük kaderini değiştirecek.
Dünü unutmadan yarına umutla...
Tehlikenin Farkında Mıyız?
Aykut Bazna
Yorumlar (1)