Bir çocuğun gülüşü, dünyanın en saf ve en değerli hazinesidir. Her bir çocuk, geleceğin umudunu, masumiyetini ve sevgisini taşır. Ancak, Filistin'de yaşanan olaylar bu masum yüreklerin derinden yaralanmasına neden oluyor. Oysa çocuklar, savaşın, çatışmanın, acının ve korkunun değil; barışın, sevginin ve güvenin ne demek olduğunu öğrenmeli.
Filistin'in küçük yürekleri, barış dolu bir dünyayı hak ediyor. Oyun oynamaları, hayal kurmaları, özgürce büyümeleri gereken zamanlarda, korku ve endişe dolu günler yaşamamalı. Evlerini kaybediyor, sevdiklerinden ayrı düşüyor, geleceğe dair plan yapamayacak yaştanken geleceğe dair umutlarını yitirecek kadar büyümemeliydiler. Bir çocuğun gözlerindeki korku, hiçbir şeyle kıyaslanamaz. Oysa çocuklar, korkuyla değil, sevgiyle büyümeliydi.
Filistin'in çocuklarının sesine kulak verelim. Onların umutlarını, hayallerini, masumiyetlerini, aile sevgisinden mahrum kalmadığı bir Dünya sağlamak yine insanların elindeyken bir çocuğun babam yandı seslerini duymak bu Dünya’ya yakışmadı… Her çocuğun hakkı barış ve güven dolu bir dünya’ da yaşamak. Nefreti bilen yetişkinlerin nefretin ne demek olduğunu bilmeyen çocukları hedef alması savaşın karanlığında kaybolan bir insanlığın göstergesidir sadece, Çocuklar barışın aydınlığında büyümesi gerekirken yaşam sevinçleri patlama sesleri, yakarışlar ve toz bulutlarının arasında kayboldu.
Çocuklar geleceğimizdir. Onlar için mücadele etmek, onlara yaşanabilir bir dünya bırakmak hepimizin görevi. Filistin'de yaşanan acılar, sadece o topraklarda değil, dünyanın her köşesinde yankılanmalı. Bu yankı, barışın ve sevginin sesi olmalı. Unutmayalım ki, bir çocuğun yüzündeki gülümseme, dünyanın en değerli hazinesidir.