Dokuz gün boyunca fuara yoğun ilgi gösteren kıymetli hemşerilerimi tebrik ediyorum

28 Ekim-5 Kasım arasında gerçekleşen 4. Elazığ Kitap Fuarı’na bir yazar olarak katılmanın heyecanını yaşadım ben de. Öncelikle bu fuar etkinliğinin oluşmasında emeği geçen herkese teşekkür etmek istiyorum. Fuar öncesi duyuru afişleriyle, reklamlarıyla; fuar esnasındaki güzel ve etkili organizasyonu ile birçok ilde yapılan fuarları kıskandıracak kadar tatlı bir fuardı. Dokuz gün boyunca fuara yoğun ilgi gösteren kıymetli hemşerilerimi de tebrik ediyorum. Yani organizasyon ve ilgi, güzel Elazığ’ımıza yakışacak kadar güzeldi lakin dokuz gün o fuarda bulunan bir yazar olarak birkaç eleştiride bulunmadan da geçemeyeceğim.

İlk olarak Elazığlı yazarlar standının yeri ve ölçüsünden başlamak istiyorum. Yaklaşık 30 yazar ve şairimize tahsis edilen yer oldukça dar ve yetersizdi. Kolçaklı sandalyelerimiz, kolçaksızlarla değiştirilmesine rağmen hepimiz yapışık düzen oturmak zorunda kaldık. Genişliği de epeyce sıkıntılı olduğundan, stant dışına çıkmak için sağımızdaki veya solumuzdaki herkesi ayağa kaldırmak zorunda kaldık. Ayrıca ziyaretçilerin çoğunlukla çıkış koridoru olarak kullandıkları girişin hemen solunda yer almamız, standımıza ilgiyi büyük ölçüde azaltıyordu.

Bundan da önemlisi, fuarda stant açan bazı yayınevlerinin çocuklarımıza ve gençlerimize sunduğu felaketin gözden kaçırılmasıydı. Felaket kelimesini lütfen abartılı bulmayın. İlkokul, ortaokul ve liseli çocuklarımızın çok büyük bir kısmı, yabancı futbolcuları anlatan stantlara koşuyordu. Çıkış yönünde bulunduğumuz için buna yakından şahit oluyorduk. Bunda ne var demeyin. Bir eğitimci hassasiyeti ile bakıldığında bu işin sadece ticari olarak değil, Arjantin, Brezilya, Amerika kültürlerinin kasıtlı biçimde evlatlarımıza aşılanmak istendiği açık şekilde anlaşılır. Bu ilin eğitim sorumlusu bir milli eğitim müdürü ve eğitimci kökenli bir belediye başkanı varken buna nasıl müsaade edildiğini gerçekten çok merak ettim. Merakımı gidermek için standımızı ziyaret eden Belediye Başkanımız Sayın Şahin Şerifoğulları’na durumu iletip önümüzdeki yıllarda yapılacak olan fuarlarda bu hususta hassas davranılması gerektiğini bildirdim. Kendisi de danışmanlarına dönüp bu önemli diye onları uyardı. Lakin ne gariptir ki Başkan Bey’e refakat eden fuar organizasyonundan sorumlusu beyefendinin savunması beni orada bulunan yazar arkadaşları hayrete düşürdü. Beyefendi diyor ki: “Efendim, ben o kitapları inceledim ve zararlı bir içeriğe rastlamadım. Hatta faydalı bilgiler var.” Bu faydalı bilgileri merak edip sordum. Cevabını hiçbir yorum katmadan size aktarıyorum: “Mesela o futbolcular gelip İstanbul’u geziyorlar, camileri ziyaret edip Arjantin kültürünü çok güzel öğretiyorlar.”

Yanımda oturan yazar arkadaşım, bir sınıfı fuara getiren bir bayan öğretmeni ve öğrencilerini davet edip kendi kitaplarını tanıtmak istedi. Hocam bakın, kitaplarımızda Elâzığ’da geçen bir olay anlatılıyor; öğrencilerinizi Messi, Ronaldo, İcardi kitaplarına değil buraya yönlendirin deyince sevgili öğretmenimin cevabı yaramıza iyice tuz bastı: “Teşekkür ederiz, bizim o kitapları satan yayınevleri ile anlaşmamız var, bu nedenle oraya götüreceğiz.” Vah ki vah! Bir öğretmen bunları söyledikten sonra, liseli kızını elinden tutup Ronaldo posteri aldıran anneye söyleyecek söz mü kalır?..

Sayın Milli Eğitim Müdürüm, Sayın Belediye Başkanım,

35 yıllık eğitimci olarak sizlerden istirhamım şudur ki lütfen çocuklarımızı Wattpad’in uygunsuz yazılarından, ahlaksız yoksunu kitaplardan ve yabancı kültürleri lanse eden bu tür yayınlardan uzak tutun. Çocuklarımız illa futbolcu kitabı okumak istiyorlarsa Bakanlığımız “Metin Oktay, Rıdvan, Tanju, Müjdat, Rıza…” gibi içimizden yetişen futbolcuların hayatlarını anlatan kitaplar yazdırsın. Aksi takdirde işin sorumlu mercileri olan sizler, bu vebalin altından kalkamazsınız.

Sevgili Anne-Babalar,

Ne olur çocuklarınızın neleri okuduğunu, hangi sitelere girdiğini kontrol edin. Bunu yapmazsanız, çocuğum beni dinlemiyor, zararlı alışkanlıklar edinmiş diye şikâyet etmeye hakkınız kalmayacaktır.

Değerli Öğretmenim,

Mesleğinizin sorumluluğu çok büyüktür. Sizler bu sorumluluğu tam taşırsanız inanın yetiştirdiğiniz fidanlar en kaliteli biçimde bu vatana sahip çıkacaklardır.

Yayınevlerinin bilinçli sahiplerine saygılarımı iletmekle birlikte, bahsi geçen içerikli neşriyatı pazarlayanlara diyorum ki: “Şimdi kazandığınızı zannettiğiniz üç beş kuruşun bedelini nesilleri kaybederek ödeyeceksiniz. Ve unutmayın! O kaybettiğiniz nesillerin içinde sizin de çocuklarınız ve torunlarınız olacak.”