Etkinlikte konuşan organizatörler, duvarlara kanla yazılmış isimleri ve kaybedilen hayatları hatırlatarak, yaşanan acının boyutlarını gözler önüne serdi. “Bir çocuğun hiç göremeyeceği baharı, bir bebeğin hiç yaşayamayacağı çocukluğu” kaybettiğini vurgulayan kadınlar, Gazze’deki zulmü tüm dünyaya duyurmayı amaçladıklarını ifade etti.
81 ilde kurulan zincir, yalnızca bir dayanışma simgesi olmanın ötesinde, insanlığını kaybetmeyen herkese bir çağrı niteliği taşıyor. Organizatörler, Gazzeli bir annenin sözlerini hatırlatarak, “Yaralıları mı kurtaracaktım, şehitleri mi taşıyacaktım, yoksa bir torba un mu bulmaya çalışacaktım? Yemin ederim eve tek bir torba un getirip, çocuklarımın karnının doyacağını bilsem, ölüme razı olurum” şeklindeki ifadelerin, yaşanan acının somut örneklerinden biri olduğunu belirtti.
Etkinlikte ayrıca uluslararası sularda İsrail’in hukuksuz müdahalesine uğrayan Küresel Sumud Filosu’na da değinildi. Türkiye’nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararlılığıyla, sadece kendi vatandaşlarını değil, 13 ülkeden 101 gönüllüyü de güvenli bir şekilde ülkelerine ulaştırdığı ifade edildi. Organizasyon yetkilileri, filoya katılan gönüllülerin dönüşlerinde yaşadıkları umut ve temennilerin, bugün kurulan sessiz çığlık zincirinde yankı bulduğunu vurguladı.
Kadınlar, bu etkinlikte slogan atmak yerine vicdanlarıyla seslerini duyurmayı tercih ettiklerini belirtti. Organizatörler, “Bazı sessizlikler vardır ki arşı yere indirir. Bizim sessizliğimiz, Gazze’nin en gür çığlığı olacaktır” diyerek, tüm katılımcıları zincire davet etti.
Etkinlikte, barışın ancak kadınlarla mümkün olabileceği mesajı öne çıkarıldı. Türkiye’den dünyaya verilen bu mesaj, kadınların insanlık ve vicdan bilinciyle bir araya gelerek, küresel bir dayanışma örneği ortaya koyduğunu gösterdi.
Gazze’de yaşanan acıya dikkat çekmek amacıyla Türkiye genelinde düzenlenen sessiz çığlık zinciri etkinliği, kadınların dayanışma gücünü ve insanlık adına verdikleri mücadeleyi gözler önüne serdi.