Şemsettin Yılmaz
Yedi Çınar Okulları

YILMAZ: ''BİRAZ GÜLMEYE, BİRAZ BİRBİRİMİZİ ANLAMAYA İHTİYACIMIZ VAR DİYE DÜŞÜNÜYORUM"

Yaşam (Elazığ Bülten) - Elazığ Bülten İnternet Haberciliği | 05.09.2023 - 11:09, Güncelleme: 05.09.2023 - 11:16
 

YILMAZ: ''BİRAZ GÜLMEYE, BİRAZ BİRBİRİMİZİ ANLAMAYA İHTİYACIMIZ VAR DİYE DÜŞÜNÜYORUM"

Bu bize bir şey kazandırmaz bu. Çünkü çocuklarımızı bu şekilde biz yetiştirirsek bu bir etki tepki meselesidir. Zerafetten, nezaketen, kibarlıktan, beyefendilikten hiç kimseye zarar gelmez. O yüzden ben hem siyasi üslup hem de sosyal alandaki üslubumuza, biraz daha dikkat etmemiz gerektiğini biraz daha toleranslı olmamız gerektiğine, biraz daha birbirimize gülerek, gülümseyerek bakmamız gerektiğini biraz daha birbirimizin yanlışlarını görmezden gelerek Mevlana'nın dediği gibi: "Merhamette güneş gibi ol; cömertlikte akarsu gibi ol; tevazuda toprak gibi ol; ayıpları, kusurları örtmekte gece gibi ol’’ yani bunları destur etmek gerekir. Çünkü toplum artık nezaket dilini önemsiyor, kargaşa dilini, terör dilini önemsemiyor. Onlara biraz mesafeli duruyor. Bizim özellikle ülkenin geçtiği bu zor dönemlerde, insanlarımızın bence buna ihtiyacı var. Biraz gülmeye, biraz birbirimizi anlamaya ihtiyacımız var diye düşünüyorum.

AHMET FETİ YILMAZ KİMDİR? 1974 Elazığ doğumluyum. Evliyim, 3 çocuk babasıyım. Babamın 1974 yılında Elazığ'da kurduğu inşaat malzemeleri firmasını devam ettirmeye çalışıyoruz. Halen AK Parti İl Başkan Yardımcılığı, Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası Üyesi ve Elazığspor Basın Sözcülüğünü sürdürmekteyim.  Hem ilimize, hem memleketimize bu alanda faydalı olmaya gayret ediyoruz. İŞ İNSANI, SİYASET, FOTBUL; AİLENİZDEN, ZAMANINIZDAN, SOSYAL HAYATINIZDAN ÖDÜN VERDİĞİNİZ OLUYORDUR. NİÇİN BU KADAR SORUMLULUK? HEM MADDİ HEM MANEVİ OLARAK BU MEMLEKETTE BORCUMUZ OLDUĞUNU BİLİYORUZ Tabii biz bu memlekette kazanıyoruz, bu memlekette yiyoruz içiyoruz. Şu anda sorumluluğumuz bu memlekette.  Eşimiz, dostumuz bu memlekette. Bu memlekette kazanan insanların, bu memleketin sosyal ve kültürel hayatına da faydası olması gerektiğini düşünenlerdeniz. Yani kazancınızı siz bu memlekette kazandığınız zaman bu memleketin insanlarıyla beraber kazanıyorsunuz ve bu memlekete de harcamanız gerektiğini düşünenlerdeniz. Hem maddi hem manevi olarak bu memlekette borcumuz olduğunu biliyoruz. Bunun içinde elimizden geldiği kadar sosyal ve kültürel hayatına faydalı olmaya çalışıyoruz. BENİM İÇİN EN BÜYÜK BAŞARI; ALDIĞIMIZ GÖREVİN HAKKINI LAYIKIYLA VEREBİLMEKTİR Bizim şahsi, kişisel hiçbir menfaatimiz yoktur. Hiçbir düşüncemiz de yoktur onu söyleyeyim. Bulunduğumuz makamın, bulunduğumuz yerin, aldığımız görevin hakkını layıkıyla verebilirsek Bizim için en büyük başarı da budur. İŞ İNSANI OLARAK PİYASALARIN DURUMU HAKKINDA NELER SÖYLEYECEKSİNİZ? Son zamanlarda ekonomide olan bu çalkantılı durumlar tabii ki ister istemez iş dünyasında etkiliyor.  Sizin de bildiğiniz üzere Türkiye'de son zamanlarda hakikaten bir ülkenin başına gelebilecek en kötü senaryolar herhalde uygulandı. Bu ülkeyi, milleti ve ekonomisini de yıprattı. Ama biz bunun altında kalkacağımızı düşünüyoruz. Bu zor dönemlerin geçici olduğunu biliyoruz. El ele, omuz omuza vererek bu işin altından kalkacağımızı düşünüyorum. Evet piyasada belli bir sıkıntı var.  Özellikle iş dünyasında finansa ulaşma gibi büyük bir problemimiz var. Ülke olarak bu durumu atlatacağımıza inanıyorum. SİYASTEKİ DİL VE ÜSLUP HAKKINDA NELER SÖYLEYECEKSİNİZ? SİYASİLER, İDARECİLER, İŞ İNSANLARI ÜSLUBUMUZA VE LÜGATIMIZA DİKKAT ETMELİYİZ Geçmişteki siyasi üslup ile şimdiki siyasi üslup arasında çok fazla fark var. Belki bu biraz daha prim yapıyor diye insanlar bu tür üslubu kullanıyor. Hatta daha önceleri yaptığım bir röportajda siyasilerin konuşmalarına artı 18 işareti konmalı, çocuklara, ailelere yasaklanmalı demiştim. Dediğimiz duruma da geldik. Çünkü bu üslup herhalde daha fazla rağbet görüyor. Yani insanları kutuplaştırmadan, insanları ayrıştırmadan, insanları birbirlerine karşı daha böyle sivriltmeden öteye gitmiyor. O yüzden bizler siyasiler, iş insanları olarak özellikle bu gergin ortamda, üslubumuza, lügatımıza biraz daha dikkat etmek zorundayız, etmeliyiz diye düşünüyorum. BÖYLE BİR KÜLTÜRÜMÜZDE YOK Çünkü bu toplumu içerisinde bizim çocuklarımız da yetişiyor. Ve bu üslup maalesef ve maalesef popüler bir hale gelmeye başladı.  Yani hayatında akışı içerisinde beyefendiliğin, nezaketin zarafetin ve kibarlığın bir anlamı kalmadı gibi duruyor. O yüzden buna çok çok dikkat etmeliyiz. Çünkü böyle bir millet değiliz,  böyle insanlar değiliz. Öyle bir kültürümüz yok.  Böyle bir sosyal yapımızda hiç olmadı. Bunu babalarımıza, atalarımıza, dedelerimize baktığımız zaman da görmemiz mümkün. Bu üslubun bize bir şey kazandıracağı kanaatinde de değilim. Bir araya gelip konuşan siyasiler görüyorduk şimdi maalesef bundan bahsetme durumumuzu bir şey söylemeden evvel altının üstüne iyi tartan insanlar görüyorduk maalesef bu da kalmadı. ÜSLUĞ ÇOK ÖNEMLİ Ben söyleyeyim doğruymuş yalanmış hiçbir ehemmiyeti yok. Nasıl olsa söylüyorum. Gidip yerini buluyor. Bilen biliyor bilmeyen inanıyor. Böyle bir siyasi anlayış, böyle bir ticari anlayış, böyle bir sosyal anlayışı olmamalı. Bunda hem siyasilere, hem iş insanlarına, hem bu şehrin makamlarını temsil eden insanlara büyük işler düşüyor. Kaynaştırmalıyız birleştirmeliyiz. Üslup çok önemli. Rahmetli babamın dedesinin çok güzel bir sözü var. Rahmetli Babam bize hep bu sözü okurdu. Şöyle derdi: Ademi var, adem'inden yahşidür Ademi var, hayvan ondan yahşidür. Ademi var konuşanda tuğ tüker Ademi var konuşması vahşidür. BİRAZ GÜLMEYE, BİRAZ BİRBİRİMİZİ ANLAMAYA İHTİYACIMIZ VAR DİYE DÜŞÜNÜYORUM Bu bize bir şey kazandırmaz bu. Çünkü çocuklarımızı bu şekilde biz yetiştirirsek bu bir etki tepki meselesidir. Zerafetten, nezaketen, kibarlıktan, beyefendilikten hiç kimseye zarar gelmez. O yüzden ben hem siyasi üslup hem de sosyal alandaki üslubumuza, biraz daha dikkat etmemiz gerektiğini biraz daha toleranslı olmamız gerektiğine, biraz daha birbirimize gülerek, gülümseyerek bakmamız gerektiğini biraz daha birbirimizin yanlışlarını görmezden gelerek Mevlana'nın dediği gibi: "Merhamette güneş gibi ol; cömertlikte akarsu gibi ol; tevazuda toprak gibi ol; ayıpları, kusurları örtmekte gece gibi ol’’ yani bunları destur etmek gerekir.  Çünkü toplum artık nezaket dilini önemsiyor, kargaşa dilini, terör dilini önemsemiyor. Onlara biraz mesafeli duruyor. Bizim özellikle ülkenin geçtiği bu zor dönemlerde,  insanlarımızın bence buna ihtiyacı var. Biraz gülmeye, biraz birbirimizi anlamaya ihtiyacımız var diye düşünüyorum.
Bu bize bir şey kazandırmaz bu. Çünkü çocuklarımızı bu şekilde biz yetiştirirsek bu bir etki tepki meselesidir. Zerafetten, nezaketen, kibarlıktan, beyefendilikten hiç kimseye zarar gelmez. O yüzden ben hem siyasi üslup hem de sosyal alandaki üslubumuza, biraz daha dikkat etmemiz gerektiğini biraz daha toleranslı olmamız gerektiğine, biraz daha birbirimize gülerek, gülümseyerek bakmamız gerektiğini biraz daha birbirimizin yanlışlarını görmezden gelerek Mevlana'nın dediği gibi: "Merhamette güneş gibi ol; cömertlikte akarsu gibi ol; tevazuda toprak gibi ol; ayıpları, kusurları örtmekte gece gibi ol’’ yani bunları destur etmek gerekir. Çünkü toplum artık nezaket dilini önemsiyor, kargaşa dilini, terör dilini önemsemiyor. Onlara biraz mesafeli duruyor. Bizim özellikle ülkenin geçtiği bu zor dönemlerde, insanlarımızın bence buna ihtiyacı var. Biraz gülmeye, biraz birbirimizi anlamaya ihtiyacımız var diye düşünüyorum.

AHMET FETİ YILMAZ KİMDİR?

1974 Elazığ doğumluyum. Evliyim, 3 çocuk babasıyım. Babamın 1974 yılında Elazığ'da kurduğu inşaat malzemeleri firmasını devam ettirmeye çalışıyoruz. Halen AK Parti İl Başkan Yardımcılığı, Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası Üyesi ve Elazığspor Basın Sözcülüğünü sürdürmekteyim.  Hem ilimize, hem memleketimize bu alanda faydalı olmaya gayret ediyoruz.

İŞ İNSANI, SİYASET, FOTBUL; AİLENİZDEN, ZAMANINIZDAN, SOSYAL HAYATINIZDAN ÖDÜN VERDİĞİNİZ OLUYORDUR. NİÇİN BU KADAR SORUMLULUK?

HEM MADDİ HEM MANEVİ OLARAK BU MEMLEKETTE BORCUMUZ OLDUĞUNU BİLİYORUZ

Tabii biz bu memlekette kazanıyoruz, bu memlekette yiyoruz içiyoruz. Şu anda sorumluluğumuz bu memlekette.  Eşimiz, dostumuz bu memlekette. Bu memlekette kazanan insanların, bu memleketin sosyal ve kültürel hayatına da faydası olması gerektiğini düşünenlerdeniz. Yani kazancınızı siz bu memlekette kazandığınız zaman bu memleketin insanlarıyla beraber kazanıyorsunuz ve bu memlekete de harcamanız gerektiğini düşünenlerdeniz.

Hem maddi hem manevi olarak bu memlekette borcumuz olduğunu biliyoruz. Bunun içinde elimizden geldiği kadar sosyal ve kültürel hayatına faydalı olmaya çalışıyoruz.

BENİM İÇİN EN BÜYÜK BAŞARI; ALDIĞIMIZ GÖREVİN HAKKINI LAYIKIYLA VEREBİLMEKTİR

Bizim şahsi, kişisel hiçbir menfaatimiz yoktur. Hiçbir düşüncemiz de yoktur onu söyleyeyim. Bulunduğumuz makamın, bulunduğumuz yerin, aldığımız görevin hakkını layıkıyla verebilirsek Bizim için en büyük başarı da budur.

İŞ İNSANI OLARAK PİYASALARIN DURUMU HAKKINDA NELER SÖYLEYECEKSİNİZ?

Son zamanlarda ekonomide olan bu çalkantılı durumlar tabii ki ister istemez iş dünyasında etkiliyor.  Sizin de bildiğiniz üzere Türkiye'de son zamanlarda hakikaten bir ülkenin başına gelebilecek en kötü senaryolar herhalde uygulandı. Bu ülkeyi, milleti ve ekonomisini de yıprattı. Ama biz bunun altında kalkacağımızı düşünüyoruz. Bu zor dönemlerin geçici olduğunu biliyoruz. El ele, omuz omuza vererek bu işin altından kalkacağımızı düşünüyorum. Evet piyasada belli bir sıkıntı var.  Özellikle iş dünyasında finansa ulaşma gibi büyük bir problemimiz var. Ülke olarak bu durumu atlatacağımıza inanıyorum.

SİYASTEKİ DİL VE ÜSLUP HAKKINDA NELER SÖYLEYECEKSİNİZ?

SİYASİLER, İDARECİLER, İŞ İNSANLARI ÜSLUBUMUZA VE LÜGATIMIZA DİKKAT ETMELİYİZ

Geçmişteki siyasi üslup ile şimdiki siyasi üslup arasında çok fazla fark var. Belki bu biraz daha prim yapıyor diye insanlar bu tür üslubu kullanıyor. Hatta daha önceleri yaptığım bir röportajda siyasilerin konuşmalarına artı 18 işareti konmalı, çocuklara, ailelere yasaklanmalı demiştim. Dediğimiz duruma da geldik. Çünkü bu üslup herhalde daha fazla rağbet görüyor. Yani insanları kutuplaştırmadan, insanları ayrıştırmadan, insanları birbirlerine karşı daha böyle sivriltmeden öteye gitmiyor. O yüzden bizler siyasiler, iş insanları olarak özellikle bu gergin ortamda, üslubumuza, lügatımıza biraz daha dikkat etmek zorundayız, etmeliyiz diye düşünüyorum.

BÖYLE BİR KÜLTÜRÜMÜZDE YOK

Çünkü bu toplumu içerisinde bizim çocuklarımız da yetişiyor. Ve bu üslup maalesef ve maalesef popüler bir hale gelmeye başladı.  Yani hayatında akışı içerisinde beyefendiliğin, nezaketin zarafetin ve kibarlığın bir anlamı kalmadı gibi duruyor.

O yüzden buna çok çok dikkat etmeliyiz. Çünkü böyle bir millet değiliz,  böyle insanlar değiliz. Öyle bir kültürümüz yok.  Böyle bir sosyal yapımızda hiç olmadı. Bunu babalarımıza, atalarımıza, dedelerimize baktığımız zaman da görmemiz mümkün. Bu üslubun bize bir şey kazandıracağı kanaatinde de değilim.

Bir araya gelip konuşan siyasiler görüyorduk şimdi maalesef bundan bahsetme durumumuzu bir şey söylemeden evvel altının üstüne iyi tartan insanlar görüyorduk maalesef bu da kalmadı.

ÜSLUĞ ÇOK ÖNEMLİ

Ben söyleyeyim doğruymuş yalanmış hiçbir ehemmiyeti yok. Nasıl olsa söylüyorum. Gidip yerini buluyor. Bilen biliyor bilmeyen inanıyor.

Böyle bir siyasi anlayış, böyle bir ticari anlayış, böyle bir sosyal anlayışı olmamalı. Bunda hem siyasilere, hem iş insanlarına, hem bu şehrin makamlarını temsil eden insanlara büyük işler düşüyor. Kaynaştırmalıyız birleştirmeliyiz. Üslup çok önemli.

Rahmetli babamın dedesinin çok güzel bir sözü var. Rahmetli Babam bize hep bu sözü okurdu. Şöyle derdi:

Ademi var, adem'inden yahşidür

Ademi var, hayvan ondan yahşidür.

Ademi var konuşanda tuğ tüker

Ademi var konuşması vahşidür.

BİRAZ GÜLMEYE, BİRAZ BİRBİRİMİZİ ANLAMAYA İHTİYACIMIZ VAR DİYE DÜŞÜNÜYORUM

Bu bize bir şey kazandırmaz bu. Çünkü çocuklarımızı bu şekilde biz yetiştirirsek bu bir etki tepki meselesidir. Zerafetten, nezaketen, kibarlıktan, beyefendilikten hiç kimseye zarar gelmez. O yüzden ben hem siyasi üslup hem de sosyal alandaki üslubumuza, biraz daha dikkat etmemiz gerektiğini biraz daha toleranslı olmamız gerektiğine, biraz daha birbirimize gülerek, gülümseyerek bakmamız gerektiğini biraz daha birbirimizin yanlışlarını görmezden gelerek Mevlana'nın dediği gibi: "Merhamette güneş gibi ol; cömertlikte akarsu gibi ol; tevazuda toprak gibi ol; ayıpları, kusurları örtmekte gece gibi ol’’ yani bunları destur etmek gerekir.  Çünkü toplum artık nezaket dilini önemsiyor, kargaşa dilini, terör dilini önemsemiyor. Onlara biraz mesafeli duruyor.

Bizim özellikle ülkenin geçtiği bu zor dönemlerde,  insanlarımızın bence buna ihtiyacı var. Biraz gülmeye, biraz birbirimizi anlamaya ihtiyacımız var diye düşünüyorum.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve elazigbulten.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.