Teknoloji çağında, çocuklarımızın elindeki cihazlar, onların en yakın arkadaşı, en büyük eğitmeni ve sürekli bir eğlence kaynağı haline geldi. Ekranların büyüsü altında, gerçek dünyanın renkleri soluklaşıyor ve çocukların sosyal becerileri, dijital dünyanın gölgesinde gizleniyor. Onlar için, bir emoji bir gülümsemeden, bir ‘like’ bir dostluktan daha değerli hale geliyor. Ebeveynlerin ise bu dijital dönüşüm karşısında ikiyüzlü bir tutumu var. Bir yandan çocuklarını teknolojiden uzak tutmaya çalışırken, diğer yandan kendi hayatlarını teknolojiyle iç içe yaşıyorlar. Çocuklarının ekran karşısında geçirdikleri saatler arttıkça, ebeveynlerin onlarla geçirdikleri kaliteli zaman azalıyor. Bu durum, çocukların asosyal büyümesine ve ebeveynlerin ilgisiz kalışına yol açıyor. Bu dijital labirentte, çocuklarımızın gerçek dünya ile bağlarını güçlendirmek ve onlara insan ilişkilerinin önemini öğretmek bizim görevimiz. Onları doğa ile buluşturmak, kitapların sayfalarında maceralar yaşamalarını sağlamak, spor ve sanatla iç içe bir yaşam kurmalarına yardımcı olmak, onlara gerçek dünyanın zenginliklerini sunmak; işte bu, teknoloji bağımlılığının zincirlerini kırmak için atabileceğimiz en değerli adımlardan bazılarıdır. Bu sorunun üstesinden gelmek için, ebeveynlerin ve toplumun bütün bireylerinin bilinçli adımlar atması gerekiyor. Çocukları ekranlardan uzaklaştırıp, onları parklara, müzelere, kütüphanelere götürmek; spor ve sanat aktivitelerine teşvik etmek; ailece vakit geçirmek ve onlarla kaliteli zaman harcamak, bu sorunu çözmek için atılması gereken adımlardan sadece birkaçı. Çocuklarımızın sağlıklı bireyler olarak büyümesi için, teknolojiyle olan ilişkilerini yeniden şekillendirmemiz ve onlara gerçek dünyanın güzelliklerini göstermemiz gerekiyor. Bu metni, çocuklarda teknoloji bağımlılığının ve asosyal büyümenin ebeveynlerin ilgisizliği ile nasıl ilişkili olduğunu daha ayrıntılı bir şekilde ele almak ve bu konuda toplumsal farkındalık yaratmak amacıyla genişlettim. Umarım, bu konuda daha fazla düşünmeye ve konuşmaya başlamak için bir başlangıç noktası olur.