Gazze’de uzun süredir devam eden çatışmaların ardından Hamas ile İsrail arasında sağlanan ateşkesin sahadaki uygulanmasını denetlemek üzere uluslararası bir görev gücü kuruluyor. Türkiye, bu çok uluslu yapıda aktif rol üstlenerek hem insani yardım hem de denetim süreçlerinde önemli bir sorumluluk üstlenecek.
Ateşkes sürecinin denetlenmesi için oluşturulan komitede Türkiye’nin yanı sıra ABD, Katar ve Mısır da yer alacak. Bu komite, ateşkesin her aşamasını takip edecek, ihlallerin tespitinde görev alacak ve taraflar arasındaki koordinasyonu sağlayacak. Ayrıca, esir değişimi sürecinin de bu komite tarafından gizlilik içinde yürütülmesi kararlaştırıldı.
Üç Aşamalı Ateşkes Planı
Edinilen bilgilere göre ateşkesin uygulanması üç aşamalı bir plan çerçevesinde yürütülecek. Planın ilk aşaması olan insani bölümde, Gazze’ye insani yardım ulaştırılması, gıda ve ilaç tedarikinin güvenli şekilde sağlanması, altyapı onarım çalışmalarının başlatılması ve enkaz kaldırma faaliyetlerinin koordine edilmesi hedefleniyor. Türkiye, bu aşamada özellikle sağlık hizmetleri, barınma ve gıda yardımlarının dağıtımı konusunda aktif rol alacak.
İkinci aşama olan siyasi süreçte, Gazze’nin geleceğini şekillendirecek yeni bir yönetim mekanizması kurulması planlanıyor. Bu kapsamda “Gazze Uluslararası Geçiş Otoritesi” (GITA) adı verilen bir yapının hayata geçirilmesi gündemde. ABD’nin bu otoritenin başına eski İngiltere Başbakanı Tony Blair’i getirmek istediği ileri sürülürken, Türkiye bu teklife mesafeli yaklaşıyor. Ankara’nın, bölge halkının iradesini ön planda tutan, çok taraflı bir yönetim modeline dair alternatif bir öneri üzerinde çalıştığı belirtiliyor.
Üçüncü ve son aşamada ise askeri denetim süreci öne çıkacak. Ateşkesin kalıcı hale getirilmesi ve olası güvenlik tehditlerine karşı önlem alınması amacıyla, Birleşmiş Milletler (BM) veya NATO bünyesinde bir güvenlik misyonunun devreye sokulması planlanıyor. Türkiye’nin bu süreçte hem askeri personel hem de sivil uzmanlarla yer alacağı, denetim, lojistik destek ve koordinasyon görevlerini üstleneceği ifade ediliyor.
105 Yıl Sonra Filistin’e Dönüş
Türkiye’nin Gazze’deki bu yeni görev üstlenişi, diplomatik çevrelerde “105 yıl sonra Filistin’e dönüş” olarak nitelendiriliyor. Osmanlı döneminde bölgede uzun yıllar idari ve askeri varlık gösteren Türkiye, bu misyonla birlikte yeniden Filistin coğrafyasında barış ve istikrarın tesisi için aktif bir rol oynamaya hazırlanıyor.
Türkiye’nin geçmişte Bosna-Hersek, Somali, Kosova ve Lübnan gibi bölgelerde gerçekleştirdiği barış gücü operasyonlarından edindiği tecrübeler, Gazze’deki yeni görev gücü için önemli bir referans olarak görülüyor. Bu çerçevede Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yanı sıra AFAD, Türk Kızılayı ve TİKA gibi kurumların da bölgede faaliyet göstermesi planlanıyor.
Yetkililer, Türkiye’nin bu süreçteki önceliğinin sivillerin korunması, insani yardımların kesintisiz ulaştırılması ve kalıcı barışın sağlanması olacağını belirtiyor. Ayrıca, Türkiye’nin diplomatik ve insani katkısıyla Gazze’nin yeniden inşasında da etkin bir rol üstlenmesi bekleniyor.
Bu kapsamda, Türk askerinin Gazze’deki varlığı sadece askeri bir denetim göreviyle sınırlı kalmayacak; bölgedeki insani krizin hafifletilmesi, uluslararası hukukun korunması ve barışın kalıcı hale getirilmesi açısından da büyük önem taşıyacak.