Şemsettin Yılmaz
Yedi Çınar Okulları

Bakan Varank, Dünya Standartlar Günü Uluslararası Standardizasyon Zirvesi’nde konuştu

Ekonomi (Elazığ Bülten) - Elazığ Bülten İnternet Haberciliği | 15.10.2022 - 15:42, Güncelleme: 15.10.2022 - 15:42
 

Bakan Varank, Dünya Standartlar Günü Uluslararası Standardizasyon Zirvesi’nde konuştu

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, “Ülkemizin standartlara sadece uyan değil, standartları bizzat belirleyen ya da belirlenmesinde aktif katkı sunan tarafta olması oldukça önemli.” dedi.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Dünya Standartlar Günü Uluslararası Standardizasyon Zirvesi’nin açılışında yaptığı konuşmada, sürdürülebilirlik temasıyla gerçekleştirilen bu zirvenin herkes için verimli geçmesini, Türkiye için hayırlara vesile olmasını diledi.   Son birkaç yılın tüm dünyanın zorlu sınavlardan geçtiği çetin bir dönem olduğunu, hala da öyle olmaya devam ettiğini belirten Varank, şunları kaydetti:   “Kovid-19 salgını, iklim değişikliği, savaş koşuları derken şimdi de dünya büyük bir enerji krizi ile karşı karşıya. Tabii bu şokların etkisiyle, küresel ekonomideki rekabet koşulları da yeniden şekilleniyor. İşte Uzak Doğu'daki üretim merkezlerinde yaşanan sıkıntıları ya da gelişmiş ülkelerde ortaya çıkan enerji sorunlarını hep birlikte takip ediyoruz. Teşbihte hata olmaz, ben bu gelişmeleri şafak vaktinden önceki alaca karanlığa benzetiyorum. Hiç şüphesiz, küresel ekonomi yeniden bir dengeye oturacak.   Ama asıl soru, bu denge nasıl kurulacak ve kimler bu dengede söz sahibi olacak? Her kriz elbette fırsatlarını da beraberinde getiriyor. O nedenle ülkeler, bu fırsatları değerlendirme ve yeni düzenin değer zincirlerinde kendilerine üst sıralarda yer bulma telaşı içerisinde. Ancak takdir edersiniz ki bu öyle sadece istemekle olacak bir iş değil. Bunun yolu bilimden, teknolojiden ve inovasyondan geçiyor. Kim geliştirdiği yenilikçi ürün ve teknolojilerle dünyanın sorunlarına sürdürülebilir çözümler buluyorsa, önümüzdeki dönemde güç de onda olacak.”   Bakan Varank, küresel gündemdeki birçok gelişmenin merkezinde yer alan ve her zaman çözümden yana saf tutan Türkiye’nin de bu konuda ilk akla gelen ülkelerden birisi olduğunu söyledi.   100 yılda bir gelen bu dönüşüm rüzgarını yakalayıp gelecek dönemi “Türkiye Yüzyılı” yapmak üzere kararlı adımlar atmaya devam ettiklerini vurgulayan Varank, “İşte bu bilinçle, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Milli Teknoloji Hamlesi Vizyonumuzu ortaya koyduk. Ülkemizi kritik teknolojilerin sadece pazarı değil, aynı zamanda global üreticisi yapmak üzere yoğun mesai harcıyoruz. 20 yılda yaptığımız devasa yatırımlarla, AR-GE, teknoloji ve inovasyona dayalı, sürdürülebilir bir üretim altyapısını ülkemizde kurmayı başardık. Daha da geliştirmeye devam ediyoruz. Çabalarımızın karşılığını da böyle dönemlerde almaktan ziyadesiyle memnunuz.” diye konuştu. Varank, otomotivde, demir-çelikte, beyaz eşyada ve diğer birçok sektörde ulaştıkları üretim ve ihracat kapasitesinin herkesin malumu olduğuna işaret ederek, “Bunun yanında havacılıktan uzaya, savunma sanayisinden elektrikli araçlara, yazılımdan yapay zekaya kadar birçok kritik alanda da dünya çapında ses getiren işlere bu dönemde imza atıyoruz. Bu başarıların devamı elbette gelecek. Biz buna yürekten inanıyoruz.” dedi.   “Nihai amacımız, TSE’yi uluslararası camiada daha fazla tercih edilen öncü kuruluş haline getirmek”   Bakan Varank, teknolojinin hızlı şekilde değiştiği, geliştiği bir dönemi yaşadıklarını belirterek, bu alanlarda söz sahibi olmanın yolunun yenilikçi ürün ve hizmetlere yönelik standartların belirlenmesinde de öncülük etmekten geçtiğini dile getirdi.   Standartların üretici ve tüketici arasındaki güveni tesis ederek ülkelerin küresel ticarette güçlü şekilde var olabilmesini sağladığını aktaran Varank, sözlerini şöyle sürdürdü:   “Bu sebeple, ülkemizin standartlara sadece uyan değil, standartları bizzat belirleyen ya da belirlenmesinde aktif katkı sunan tarafta olması oldukça çok önemli. Bu açıdan bakınca, Türk Standartları Enstitüsü’nün ne kadar kritik bir görevi yerine getirdiğini de daha kolay bir şekilde idrak etmiş oluyoruz. TSE, bir yandan geliştirdiği standartlarla sanayicilerimizin global pazarlara erişmesini sağlıyor. Diğer yandan da ihtiyaç duyulan tüm belgelendirme, muayene-gözetim, test-laboratuvar ve eğitim hizmetlerini yerine getirmeye çalışıyor. Bugün TSE, standardizasyon ve uygunluk değerlendirme alanlarında biriktirdiği tecrübesiyle hem bölge ülkelerine hem de İslam dünyasına öncülük, liderlik ediyor.   Tabii bizim nihai amacımız, TSE’yi uluslararası camiada daha fazla tercih edilen öncü bir kuruluş haline getirmek. Çünkü biliyoruz ki TSE ne kadar güçlü olursa sanayicilerimiz de küresel pazarlarda o kadar güçlü, rekabetçi olur. Bu doğrultuda uluslararası ve bölgesel standardizasyon kuruluşlarında etkin olarak yer almak için yoğun çaba sarf ediyoruz. Bizim bu çabalarımız elbette önemli, ama paydaşlarımızdan da bizimle birlikte aktif katkı sağlamalarını bekliyoruz. O nedenle buradan tekrar, sanayicilerimizi ve konusunda uzman paydaşlarımızı Milli Teknik Komitelerimize yani diğer adıyla Ayna Komitelere daha fazla katılıp daha fazla sorumluluk almaları yönünde hatırlatma yapmak istiyorum. Standartları belirleyen ülkelerden olmak için hem komite sayımızı hem de uluslararası komitelerdeki temsil oranımızı artırmamız gerektiğini ifade etmek istiyorum.” Bakan Varank, Avrupa’nın öncülük ettiği Yeşil Mutabakat ile birlikte ürünler ve bunların üretim süreçleriyle ilgili yeni standartların belirlenmeye devam ettiğini belirterek, bu dönüşümün Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı olan Avrupa’ya satışları ciddi oranda etkileyeceğini, o nedenle sanayicinin bu süreçte TSE’nin rehberliğinde etkin bir rol almasının büyük önem arz ettiğini söyledi.   Bu noktada TSE’nin yeşil OSB sertifikasyonu, çevre etiketi ve atık yönetimi, elektrikli araç ve şarj altyapıları başta olmak üzere tüm alanlarda kendine düşen görev ve sorumlulukları başarılı bir şekilde yerine getireceğine inandığını ifade eden Varank, “Diğer taraftan, yeşil dönüşümü destekleyen en önemli alanlardan biri yenilenebilir enerji. Türkiye hamdolsun, hem kaynak hem teknoloji hem de piyasalar anlamında yenilenebilir enerjinin merkez ülkesi olması hedefine adım adım ilerlemeye devam ediyor.” şeklinde konuştu.   Varank, son dönemde Avrupa’da yaptığı ziyaretleri anımsatarak, “Avrupa’nın tek gündem maddesi var. Enerji. ‘Biz bu enerji krizini nasıl atlatacağız? Biz bu enerji sıkıntısını nasıl çözeceğiz? Bu alanda Türkiye nasıl katkı sağlayabilir?’ Bütün gündem maddesi buydu.” dedi.   Zirvede, uluslararası kuruluşların temsilcileri olduğuna işaret eden Varank, şunları kaydetti:   “Bakın biz AB ile Gümrük Birliği Anlaşmamızı güncellemek istiyoruz. Biz bu dönemde Avrupa’nın en önemli destekleyici ülkesi olabileceğimize inanıyoruz. Bu manada uluslararası kuruluşların bize bu alanlarda destek vermesi lazım. Özellikle standartların başka ülkelerin ticaretini engelleyecek şekilde kullanılmasının önüne geçmemiz lazım. Şu bir gerçek; bundan önce Türkiye’deki kömür santrallerini Avrupalı dostlarımızla konuşuyorduk. Bize diyorlardı ki; ‘Karbon salımı hedeflerini koyuyorsunuz ama bu kömür santralleri ne olacak?’ Avrupa’da bir bir kömür santralleri açılıyor.   Avrupalılar kömür madenlerini tekrar devreye alıyor. Demek ki neymiş? Aslında her ülkeyi kendi içerisinde değerlendirmek lazımmış. Bu manada biz AB ile çalışmak istiyoruz. Beraberce bu krizi nasıl atlatırız diye mücadele etmek istiyoruz. Bu konuda da Avrupalı dostlarımızdan da destek bekliyoruz. Gelin önümüzdeki sorunları beraberce konuşalım ve bunların üstesinden gelip AB ve Türkiye arasındaki iş birliğini farklı noktalara taşıyalım.”  
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, “Ülkemizin standartlara sadece uyan değil, standartları bizzat belirleyen ya da belirlenmesinde aktif katkı sunan tarafta olması oldukça önemli.” dedi.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Dünya Standartlar Günü Uluslararası Standardizasyon Zirvesi’nin açılışında yaptığı konuşmada, sürdürülebilirlik temasıyla gerçekleştirilen bu zirvenin herkes için verimli geçmesini, Türkiye için hayırlara vesile olmasını diledi.

 

Son birkaç yılın tüm dünyanın zorlu sınavlardan geçtiği çetin bir dönem olduğunu, hala da öyle olmaya devam ettiğini belirten Varank, şunları kaydetti:

 

“Kovid-19 salgını, iklim değişikliği, savaş koşuları derken şimdi de dünya büyük bir enerji krizi ile karşı karşıya. Tabii bu şokların etkisiyle, küresel ekonomideki rekabet koşulları da yeniden şekilleniyor. İşte Uzak Doğu'daki üretim merkezlerinde yaşanan sıkıntıları ya da gelişmiş ülkelerde ortaya çıkan enerji sorunlarını hep birlikte takip ediyoruz. Teşbihte hata olmaz, ben bu gelişmeleri şafak vaktinden önceki alaca karanlığa benzetiyorum. Hiç şüphesiz, küresel ekonomi yeniden bir dengeye oturacak.

 

Ama asıl soru, bu denge nasıl kurulacak ve kimler bu dengede söz sahibi olacak? Her kriz elbette fırsatlarını da beraberinde getiriyor. O nedenle ülkeler, bu fırsatları değerlendirme ve yeni düzenin değer zincirlerinde kendilerine üst sıralarda yer bulma telaşı içerisinde. Ancak takdir edersiniz ki bu öyle sadece istemekle olacak bir iş değil. Bunun yolu bilimden, teknolojiden ve inovasyondan geçiyor. Kim geliştirdiği yenilikçi ürün ve teknolojilerle dünyanın sorunlarına sürdürülebilir çözümler buluyorsa, önümüzdeki dönemde güç de onda olacak.”

 

Bakan Varank, küresel gündemdeki birçok gelişmenin merkezinde yer alan ve her zaman çözümden yana saf tutan Türkiye’nin de bu konuda ilk akla gelen ülkelerden birisi olduğunu söyledi.

 

100 yılda bir gelen bu dönüşüm rüzgarını yakalayıp gelecek dönemi “Türkiye Yüzyılı” yapmak üzere kararlı adımlar atmaya devam ettiklerini vurgulayan Varank, “İşte bu bilinçle, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Milli Teknoloji Hamlesi Vizyonumuzu ortaya koyduk. Ülkemizi kritik teknolojilerin sadece pazarı değil, aynı zamanda global üreticisi yapmak üzere yoğun mesai harcıyoruz. 20 yılda yaptığımız devasa yatırımlarla, AR-GE, teknoloji ve inovasyona dayalı, sürdürülebilir bir üretim altyapısını ülkemizde kurmayı başardık. Daha da geliştirmeye devam ediyoruz. Çabalarımızın karşılığını da böyle dönemlerde almaktan ziyadesiyle memnunuz.” diye konuştu.

Varank, otomotivde, demir-çelikte, beyaz eşyada ve diğer birçok sektörde ulaştıkları üretim ve ihracat kapasitesinin herkesin malumu olduğuna işaret ederek, “Bunun yanında havacılıktan uzaya, savunma sanayisinden elektrikli araçlara, yazılımdan yapay zekaya kadar birçok kritik alanda da dünya çapında ses getiren işlere bu dönemde imza atıyoruz. Bu başarıların devamı elbette gelecek. Biz buna yürekten inanıyoruz.” dedi.

 

“Nihai amacımız, TSE’yi uluslararası camiada daha fazla tercih edilen öncü kuruluş haline getirmek”

 

Bakan Varank, teknolojinin hızlı şekilde değiştiği, geliştiği bir dönemi yaşadıklarını belirterek, bu alanlarda söz sahibi olmanın yolunun yenilikçi ürün ve hizmetlere yönelik standartların belirlenmesinde de öncülük etmekten geçtiğini dile getirdi.

 

Standartların üretici ve tüketici arasındaki güveni tesis ederek ülkelerin küresel ticarette güçlü şekilde var olabilmesini sağladığını aktaran Varank, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

“Bu sebeple, ülkemizin standartlara sadece uyan değil, standartları bizzat belirleyen ya da belirlenmesinde aktif katkı sunan tarafta olması oldukça çok önemli. Bu açıdan bakınca, Türk Standartları Enstitüsü’nün ne kadar kritik bir görevi yerine getirdiğini de daha kolay bir şekilde idrak etmiş oluyoruz. TSE, bir yandan geliştirdiği standartlarla sanayicilerimizin global pazarlara erişmesini sağlıyor. Diğer yandan da ihtiyaç duyulan tüm belgelendirme, muayene-gözetim, test-laboratuvar ve eğitim hizmetlerini yerine getirmeye çalışıyor. Bugün TSE, standardizasyon ve uygunluk değerlendirme alanlarında biriktirdiği tecrübesiyle hem bölge ülkelerine hem de İslam dünyasına öncülük, liderlik ediyor.

 

Tabii bizim nihai amacımız, TSE’yi uluslararası camiada daha fazla tercih edilen öncü bir kuruluş haline getirmek. Çünkü biliyoruz ki TSE ne kadar güçlü olursa sanayicilerimiz de küresel pazarlarda o kadar güçlü, rekabetçi olur. Bu doğrultuda uluslararası ve bölgesel standardizasyon kuruluşlarında etkin olarak yer almak için yoğun çaba sarf ediyoruz. Bizim bu çabalarımız elbette önemli, ama paydaşlarımızdan da bizimle birlikte aktif katkı sağlamalarını bekliyoruz. O nedenle buradan tekrar, sanayicilerimizi ve konusunda uzman paydaşlarımızı Milli Teknik Komitelerimize yani diğer adıyla Ayna Komitelere daha fazla katılıp daha fazla sorumluluk almaları yönünde hatırlatma yapmak istiyorum. Standartları belirleyen ülkelerden olmak için hem komite sayımızı hem de uluslararası komitelerdeki temsil oranımızı artırmamız gerektiğini ifade etmek istiyorum.”

Bakan Varank, Avrupa’nın öncülük ettiği Yeşil Mutabakat ile birlikte ürünler ve bunların üretim süreçleriyle ilgili yeni standartların belirlenmeye devam ettiğini belirterek, bu dönüşümün Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı olan Avrupa’ya satışları ciddi oranda etkileyeceğini, o nedenle sanayicinin bu süreçte TSE’nin rehberliğinde etkin bir rol almasının büyük önem arz ettiğini söyledi.

 

Bu noktada TSE’nin yeşil OSB sertifikasyonu, çevre etiketi ve atık yönetimi, elektrikli araç ve şarj altyapıları başta olmak üzere tüm alanlarda kendine düşen görev ve sorumlulukları başarılı bir şekilde yerine getireceğine inandığını ifade eden Varank, “Diğer taraftan, yeşil dönüşümü destekleyen en önemli alanlardan biri yenilenebilir enerji. Türkiye hamdolsun, hem kaynak hem teknoloji hem de piyasalar anlamında yenilenebilir enerjinin merkez ülkesi olması hedefine adım adım ilerlemeye devam ediyor.” şeklinde konuştu.

 

Varank, son dönemde Avrupa’da yaptığı ziyaretleri anımsatarak, “Avrupa’nın tek gündem maddesi var. Enerji. ‘Biz bu enerji krizini nasıl atlatacağız? Biz bu enerji sıkıntısını nasıl çözeceğiz? Bu alanda Türkiye nasıl katkı sağlayabilir?’ Bütün gündem maddesi buydu.” dedi.

 

Zirvede, uluslararası kuruluşların temsilcileri olduğuna işaret eden Varank, şunları kaydetti:

 

“Bakın biz AB ile Gümrük Birliği Anlaşmamızı güncellemek istiyoruz. Biz bu dönemde Avrupa’nın en önemli destekleyici ülkesi olabileceğimize inanıyoruz. Bu manada uluslararası kuruluşların bize bu alanlarda destek vermesi lazım. Özellikle standartların başka ülkelerin ticaretini engelleyecek şekilde kullanılmasının önüne geçmemiz lazım. Şu bir gerçek; bundan önce Türkiye’deki kömür santrallerini Avrupalı dostlarımızla konuşuyorduk. Bize diyorlardı ki; ‘Karbon salımı hedeflerini koyuyorsunuz ama bu kömür santralleri ne olacak?’ Avrupa’da bir bir kömür santralleri açılıyor.

 

Avrupalılar kömür madenlerini tekrar devreye alıyor. Demek ki neymiş? Aslında her ülkeyi kendi içerisinde değerlendirmek lazımmış. Bu manada biz AB ile çalışmak istiyoruz. Beraberce bu krizi nasıl atlatırız diye mücadele etmek istiyoruz. Bu konuda da Avrupalı dostlarımızdan da destek bekliyoruz. Gelin önümüzdeki sorunları beraberce konuşalım ve bunların üstesinden gelip AB ve Türkiye arasındaki iş birliğini farklı noktalara taşıyalım.”

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve elazigbulten.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.