Biz her şeyi en iyi bilenlerden değiliz belki. Ama kimin ne yaptığını, kimlerin hangi gölgelerin ardında saklandığını çok iyi biliyoruz. Sessizliğimiz saflığımızdan değil; sabrımızdandı. Ama görüyoruz ki sabrımızı da, sessizliğimizi de suistimal edenler var.
Bu satırlar, adaletin arkasına saklanarak haksızlığı perdeleyenlere, kalemi halkın değil kendi çıkarlarının hizmetine verenlere, ve kendini hâlâ saklayabildiğini sananlara bir çağrıdır.
Burada 2-3 kişilik bir “yamyamlar” topluluğu var. Küçük ama zararlı bir çevre… Hem beytülmala el uzatıyorlar, hem de kalemlerinden, sözde “etiklerinden” dem vuruyorlar. Oysa o kalem, halk için doğruları yazmalıydı. O kalem, vicdanla buluşmalıydı. Ama siz o kalemi çıkar terazisinde oynatıyor, adaleti sadece kendi lehine çalıştıracak bir oyuncak sanıyorsunuz.
Eşitlikten bahsediyorsunuz. Peki nerede o eşitlik? Adalet diyorsunuz. Peki hangi adalet? Sizin sözlerinizle uygulamalarınız birbiriyle çelişirken, halkın gözünün içine baka baka adil olduğunuzu iddia etmeniz, artık sadece bir trajedinin komedisi gibi duruyor.
En büyük mesele, sizin burada olmanız. Daha önce de geldiniz; aynı oyunları oynadınız. Şimdi yine geldiniz, yine aynı senaryoyu sahneye koyuyorsunuz. Ne değişti? Biz değiştik. Artık sessiz kalmıyoruz. Artık görmezden gelmiyoruz.
Unutmayın, sineklerin vızıltısı sadece kulağı değil, vicdanı da rahatsız eder. Siz, bu toplumun vicdanını rahatsız ediyorsunuz. Çaldığınız sadece umutlar değil; halkın güveni, inancı, geleceği… Ama bu toplum unutmaz. Halkın hafızası, sizin yandaşlarınızın arşivlerinden çok daha sağlamdır.
Kendinizi ne kadar gizlemeye çalışırsanız çalışın, bu şehir sizi çoktan tanıdı. Lafla, şovla, kalem cambazlığıyla yol alabileceğinizi sandınız ama yanıldınız. Bu halk artık susmuyor. Ve her susan dilin ardında biriken çığlık, bir gün kelimelere dökülür.
O gün geldi.
Artık ne kaleminiz kurtarır sizi, ne gölgeleriniz. Bu halk, beytülmala uzanan elleri unutmuyor. Ve eninde sonunda, gerçek adaletin sesi yükselecek. Çünkü adalet, sizden büyük. Çünkü vicdan, çıkarlarınızdan daha gür konuşur.
Ve unutmayın:
Halk, unuttuğu yerden değil; sustuğu yerden patlar.