Elazığ'ın Palu ilçesinden başlayıp Malatya'nın Yeşilyurt ilçesine kadar uzanan ve Doğu Anadolu Fayı'nın yan kollarından biri olan Uluova-Yeşilyurt Fay Zonu, bilim insanlarının yakından inceleme yaptığı bölgeler arasında yer alıyor. Fırat Üniversitesi (FÜ) Jeoloji Mühendisliği Fakültesi tarafından yürütülen ve TÜBİTAK destekli “Uluova-Yeşilyurt Fay Zonu’nun Depremselliği ve Paleosismolojisi” projesi kapsamında fay zonunda geçmiş depremlerin izlerini araştırmak amacıyla saha çalışmaları başlatıldı.
Proje ekibi, Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nden Doç. Dr. Mustafa Softa, FÜ Jeoloji Mühendisliği Fakültesi’nden Prof. Dr. Ercan Aksoy, 19 Mayıs Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Coğrafya Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Serkan Gürgöze’nin de aralarında bulunduğu uzmanlardan oluşuyor.
Yaklaşık üç ay önce başlatılan saha çalışmaları kapsamında, Palu ilçesine bağlı Gedikyolu köyü civarındaki fay hattında 3-4 metre derinliğinde ve 30-32 metre uzunluğunda iki hendek açıldı. Açılan hendeklerde fay duvarları detaylı şekilde inceleniyor, geçmişte yaşanan depremlerin izleri jeolojik katmanlar üzerinden araştırılıyor. Akademisyenler, bu katmanlardan aldıkları toprak numunelerini laboratuvar ortamında radyokarbon ve OSL yöntemleriyle tarihlendirerek fayın büyük deprem üretme periyodunu ortaya çıkarmayı hedefliyor.
Prof. Dr. Hasan Sözbilir, 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve büyüklükleri 7,6 ile 7,7 arasında değişen depremler sonrası Türkiye genelinde fayların paleosismolojik incelemeye tabi tutulduğunu vurguladı. Sözbilir, “Bu fay üzerindeki incelemelerimizin amacı, bölgedeki deprem tehlikesinin düzeyini net şekilde ortaya koymak ve elde edilen verileri deprem master planlarına entegre etmektir. Uluova-Yeşilyurt Fay Zonu, 2020 ve 2023 depremlerinin etkisiyle stres birikimi oluşmuş olabilecek bir hat üzerinde yer alıyor. Bu nedenle bu fayın gelecekte ne tür bir deprem üretme potansiyeline sahip olduğunu anlamamız büyük önem taşıyor” dedi.
Prof. Dr. Ercan Aksoy da Uluova-Yeşilyurt Fay Zonu’nun son olarak 17 Şubat 2023’te merkez üssü Yolüstü köyü olan 4,6 büyüklüğündeki depremle hareketlendiğini ve bu depremin ardından Keban Barajı civarında suların çekildiğini, zemin sıvılaşmasının gözlendiğini aktardı. Aksoy, Doğu Anadolu Fayı’nın ana kırığının güneyinde yer alan bu fay kolunun büyük deprem potansiyeline sahip olduğunu belirterek, “6 Şubat 2023’te meydana gelen iki büyük deprem sonrasında risk bu fay kolunda yükseldi. Açtığımız hendeklerde fayın en son ne zaman kırıldığını ve gelecekte ne zaman büyük deprem üretebileceğini anlamaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
Proje yürütücüsü Dr. Serap Çolak Erol, yaklaşık altı aydır yürütülen çalışmalarda önemli ilerlemeler kaydedildiğini belirtti. Erol, hendek duvarlarındaki jeolojik tabakaların incelenmesi sonucunda, geçmişte en az üç büyük depremin meydana geldiğinin tespit edildiğini açıkladı. Laboratuvar analizlerinin ardından radyokarbon ve OSL yöntemleri ile fayın büyük depremleri ne sıklıkla ürettiği, son depremin ne zaman gerçekleştiği ve gelecekteki olası depremler hakkında net bilgiler elde edileceği bildirildi.
Akademisyenler, Uluova-Yeşilyurt Fay Zonu’ndaki saha çalışmaları ve laboratuvar analizleri ile bölgenin depremsel geçmişini detaylı şekilde kayıt altına alarak, hem bilimsel literatüre katkı sağlamayı hem de olası deprem risklerine karşı erken uyarı ve önlem sistemlerinin geliştirilmesine ışık tutmayı amaçlıyor.