Okul Zili Umutla Çaldı

Yeni eğitim-öğretim yılı başladı. Çocuklar okula döndü, sıralar şenlendi, zil yeniden çaldı. Ama bu sevinç, velilerin yüzündeki yorgun ifadeyi gizleyemiyor. Çünkü artık okul demek yalnızca bilgi değil, aynı zamanda büyük bir masraf demek.

Kırtasiye alışverişi, velilerin en çok zorlandığı başlık. Bir defterin, bir kalemin, bir silginin bile dudak uçuklatan fiyatlara ulaştığı bu dönemde aileler adeta “alışveriş mi, yatırım mı yapıyoruz?” diye düşünüyor. Çanta, forma, ayakkabı derken, daha okulun ilk günü bütçeler delik deşik oluyor.

Oysa çocuk için yeni bir defterin açılan ilk sayfası, hayallerin başlangıcıdır. Ama bugün o sayfayı çevirmek bile aile bütçesine ağır bir yük bindiriyor. Eğitim, aslında geleceğe yapılan en kıymetli yatırım olmalı. Fakat kırtasiye masrafları, bu yatırımın önündeki en büyük engellerden biri haline geldi.

Eğitimde fırsat eşitliği konuşuyoruz ama gerçekte bir öğrencinin kalem kutusunu doldurması bile başka bir öğrenci için lüks olabiliyor. İşte tam da bu yüzden kırtasiye masrafları yalnızca bir “alışveriş meselesi” değil, toplumsal bir eşitsizlik sorunu.

Yeni eğitim yılı başlarken hepimizin dileği aynı: Çocukların yükü yalnızca ders kitapları olsun, velilerin yükü ise faturalar ve masraflar değil. Çünkü eğitim hakkı, kimsenin cebine göre değişmemeli.