Şemsettin Yılmaz
Yedi Çınar Okulları

Başkan Altun, “Sessiz Direnişin Sembolü: Diyarbakır Anneleri” Sempozyumu’nda konuştu

Gündem (Elazığ Bülten) - Elazığ Bülten İnternet Haberciliği | 14.09.2022 - 09:58, Güncelleme: 14.09.2022 - 09:58
 

Başkan Altun, “Sessiz Direnişin Sembolü: Diyarbakır Anneleri” Sempozyumu’nda konuştu

İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Diyarbakır annelerinin mücadelesine ilişkin, "İnanıyorum ki bu insanların verdikleri mücadele, sergiledikleri irade ve ortaya koydukları inanç, bir devrin sonunu getirecek; terör örgütünü bitirecek ve Türkiye'nin huzur iklimini güçlendirecektir." dedi.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Konferans Salonu’nda, Başkanlık ile Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından düzenlenen "Sessiz Direnişin Sembolü: Diyarbakır Anneleri" Sempozyumu'nun açılışında konuştu. Bundan üç yıl önce Diyarbakır'da Hacire annenin, dağa kaçırılan oğlunu terör örgütü PKK'dan kurtarmak, evladını ellerinden alanlara hesap sormak için bir binanın camlarını kırdığını, esasında algılarla büyütülen ve asla gerçek bir karşılığı olmayan bir korku iklimini tuzla buz ettiğini anımsatan İletişim Başkanı Altun, "Hepinizin bildiği üzere bu bina, HDP Diyarbakır İl Başkanlığı binasıydı. Bu bina, Hacire anne ve daha nice aileleri evladından ayıran yerin kendisiydi." ifadesini kullandı. İletişim Başkanı Altun, Hacire annenin, bugüne kadar on binlerce ailenin ve çocuğun maruz bırakıldığı bir zulme "artık yeter" dediğini vurguladı. Hacire annenin fitilini ateşlediği bu cesur ve onurlu direnişin dalga dalga büyüdüğünü, o günden bugüne herkesin hayatında, evlatları için zulme direnen, eli silahlı alçak bir örgüte karşı gözünü kırpmadan karşı duran anne ve babaların bulunduğunu belirten İletişim Başkanı Altun, "İnanıyorum ki bu insanların verdikleri mücadele, sergiledikleri irade ve ortaya koydukları inanç, bir devrin sonunu getirecek; terör örgütünü bitirecek ve Türkiye'nin huzur iklimini güçlendirecektir." diye konuştu. "40 yıllık süreçte on binlerce insanımızı terör örgütü yüzünden kaybettik" Aileleri çocuklarından koparan, binlerce güvenlik görevlisini ve vatandaşı şehit eden, Türkiye'nin birliğine, bütünlüğüne kast eden hain terör örgütünün nasıl bir süreçte doğduğunu, palazlandığını hatırlamakta fayda olduğunu ifade eden İletişim Başkanı Altun, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dün 12 Eylül 1980 darbesinin yıl dönümüydü. Hepimiz biliyoruz ki 12 Eylül darbesi ve onun sonuçları ülkemizin başına çok büyük sorunlar, çok büyük belalar getirdi. Demokrasi ayaklar altına alınırken, terör örgütleri ülkemizin başına musallat edildi. Darbe sonrası ortaya çıkan terör örgütleriyle bugüne kadar sürekli mücadele etmek durumunda kaldık. 1980'lerin başından bu yana zor bir süreç yaşadık. Uluslararası bağlantıları olan, küresel sistem içerisinde kimi ülkelerce alenen, kimilerince de gizli şekilde desteklenen bir terör örgütüyle mücadele ettik yıllarca. Sadece dağda teröristler değil, aynı zamanda kendini siyasal kılıf içerisinde kodlayan sivil görünümlü teröristler de toplumsal hayatı, siyaset sahnesini ne yazık ki terörize ettiler. 40 yıllık süreçte on binlerce insanımızı terör örgütü yüzünden kaybettik. Onulmaz acılar yaşadık. Ekonomik olarak büyük zarar gördük. Kalkınma ve gelişme hamlelerinde hep geç kaldık." "Geldiğimiz noktada terör örgütü, etkisini ve gücünü yitirmiş durumda" Bunlarla birlikte savunma sanayisi açısından yetersiz olunduğu için dış ülkelere her açıdan bağımlı hâlde kalındığını hatırlatan İletişim Başkanı Altun, ülkenin ortaya koyduğu her atılım sürecinin, 12 Eylül darbesi sonrasında türeyen PKK'sından FETÖ'süne, terör örgütleriyle, terör saldırılarıyla akamete uğratılmaya çalışıldığının altını çizdi. Özellikle son 20 yılda terörle mücadelede sağlanan başarılarla Türkiye'nin bu terör belasından büyük ölçüde kurtulduğuna dikkati çeken İletişim Başkanı Altun, şöyle devam etti: "Sayın Cumhurbaşkanı’mızın 'terörü kaynağında kurutma' stratejisiyle, güvenlik güçlerimiz sınırlarımız içinde ve dışında etkin ve kararlı bir mücadele yürüttü, yürütmeye devam ediyor. Yurt içinde artık örgütün esamesi okunmuyor. Yurt dışında da teröristlere nefes aldırmıyor, örgütün ele başlarını tek tek etkisiz hâle getiriyoruz. Hamdolsun savunma sanayimiz gelişti, güvenlik birimlerimizin kapasiteleri arttı, istihbarat alanında yetkinliğimiz büyüdü. Ekonomiden dış politikaya, savunma sanayiinden enerjiye, her alanda olduğu gibi terörle mücadelede de bağımsızlığımızı pekiştirdik. Böylece artık kimi devletlerin onayıyla ya da sağlayacağı imkânlarla değil, ne zaman istersek, ne zaman gerekli görürsek o zaman ve kendi geliştirdiğimiz imkânlarla operasyon yapan bir ülke hâline geldik. Artık terör örgütünün sözde yöneticilerini kendilerini güvende hissettikleri yerlerde dahi etkisiz hale getirebiliyoruz. Geldiğimiz noktada terör örgütü, etkisini ve gücünü büyük ölçüde yitirmiş durumda." Terör örgütünün yönetici kadrosundaki bu eksilmenin örgütün bitişini de hızlandırdığına işaret eden İletişim Başkanı Altun, son terörist etkisiz hâle getirilinceye kadar, terör örgütünün kökü kazınana kadar da mücadelelerinin süreceğini bildirdi. "Terör örgütü tarafından yönetilenlerin gerçek yüzlerini ortaya koymaktan asla çekinmeyeceğiz" Fahrettin Altun, örgütün, kan kaybettikçe Türkiye'ye karşı yalan terörüne daha fazla başvurduğuna dikkati çekerek "Elbette bu yalan terörüne, bu sistematik dezenformasyona karşı da kararlı bir mücadele içerisindeyiz. Bu mücadeleyi her platformda, ulusal ve uluslararası her ortamda canla başla biz yürütüyoruz. Bununla birlikte gerek terör örgütüyle gerekse de bunların sözde siyasal uzantılarıyla da mücadelemiz elbette devam ediyor. Terör örgütlerine meşruiyet kazandırma arayışı içerisinde olan kesimlerin kendilerini sözde 'demokrat' olarak sunmalarına asla müsaade etmeyeceğiz. İnsan hakları kılıfıyla PKK'yı savunanların iki yüzlülüklerini her zaman yüzlerine vuracağız." şeklinde konuştu.
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Diyarbakır annelerinin mücadelesine ilişkin, "İnanıyorum ki bu insanların verdikleri mücadele, sergiledikleri irade ve ortaya koydukları inanç, bir devrin sonunu getirecek; terör örgütünü bitirecek ve Türkiye'nin huzur iklimini güçlendirecektir." dedi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Konferans Salonu’nda, Başkanlık ile Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından düzenlenen "Sessiz Direnişin Sembolü: Diyarbakır Anneleri" Sempozyumu'nun açılışında konuştu. Bundan üç yıl önce Diyarbakır'da Hacire annenin, dağa kaçırılan oğlunu terör örgütü PKK'dan kurtarmak, evladını ellerinden alanlara hesap sormak için bir binanın camlarını kırdığını, esasında algılarla büyütülen ve asla gerçek bir karşılığı olmayan bir korku iklimini tuzla buz ettiğini anımsatan İletişim Başkanı Altun, "Hepinizin bildiği üzere bu bina, HDP Diyarbakır İl Başkanlığı binasıydı. Bu bina, Hacire anne ve daha nice aileleri evladından ayıran yerin kendisiydi." ifadesini kullandı. İletişim Başkanı Altun, Hacire annenin, bugüne kadar on binlerce ailenin ve çocuğun maruz bırakıldığı bir zulme "artık yeter" dediğini vurguladı. Hacire annenin fitilini ateşlediği bu cesur ve onurlu direnişin dalga dalga büyüdüğünü, o günden bugüne herkesin hayatında, evlatları için zulme direnen, eli silahlı alçak bir örgüte karşı gözünü kırpmadan karşı duran anne ve babaların bulunduğunu belirten İletişim Başkanı Altun, "İnanıyorum ki bu insanların verdikleri mücadele, sergiledikleri irade ve ortaya koydukları inanç, bir devrin sonunu getirecek; terör örgütünü bitirecek ve Türkiye'nin huzur iklimini güçlendirecektir." diye konuştu. "40 yıllık süreçte on binlerce insanımızı terör örgütü yüzünden kaybettik" Aileleri çocuklarından koparan, binlerce güvenlik görevlisini ve vatandaşı şehit eden, Türkiye'nin birliğine, bütünlüğüne kast eden hain terör örgütünün nasıl bir süreçte doğduğunu, palazlandığını hatırlamakta fayda olduğunu ifade eden İletişim Başkanı Altun, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dün 12 Eylül 1980 darbesinin yıl dönümüydü. Hepimiz biliyoruz ki 12 Eylül darbesi ve onun sonuçları ülkemizin başına çok büyük sorunlar, çok büyük belalar getirdi. Demokrasi ayaklar altına alınırken, terör örgütleri ülkemizin başına musallat edildi. Darbe sonrası ortaya çıkan terör örgütleriyle bugüne kadar sürekli mücadele etmek durumunda kaldık. 1980'lerin başından bu yana zor bir süreç yaşadık. Uluslararası bağlantıları olan, küresel sistem içerisinde kimi ülkelerce alenen, kimilerince de gizli şekilde desteklenen bir terör örgütüyle mücadele ettik yıllarca. Sadece dağda teröristler değil, aynı zamanda kendini siyasal kılıf içerisinde kodlayan sivil görünümlü teröristler de toplumsal hayatı, siyaset sahnesini ne yazık ki terörize ettiler. 40 yıllık süreçte on binlerce insanımızı terör örgütü yüzünden kaybettik. Onulmaz acılar yaşadık. Ekonomik olarak büyük zarar gördük. Kalkınma ve gelişme hamlelerinde hep geç kaldık." "Geldiğimiz noktada terör örgütü, etkisini ve gücünü yitirmiş durumda" Bunlarla birlikte savunma sanayisi açısından yetersiz olunduğu için dış ülkelere her açıdan bağımlı hâlde kalındığını hatırlatan İletişim Başkanı Altun, ülkenin ortaya koyduğu her atılım sürecinin, 12 Eylül darbesi sonrasında türeyen PKK'sından FETÖ'süne, terör örgütleriyle, terör saldırılarıyla akamete uğratılmaya çalışıldığının altını çizdi. Özellikle son 20 yılda terörle mücadelede sağlanan başarılarla Türkiye'nin bu terör belasından büyük ölçüde kurtulduğuna dikkati çeken İletişim Başkanı Altun, şöyle devam etti: "Sayın Cumhurbaşkanı’mızın 'terörü kaynağında kurutma' stratejisiyle, güvenlik güçlerimiz sınırlarımız içinde ve dışında etkin ve kararlı bir mücadele yürüttü, yürütmeye devam ediyor. Yurt içinde artık örgütün esamesi okunmuyor. Yurt dışında da teröristlere nefes aldırmıyor, örgütün ele başlarını tek tek etkisiz hâle getiriyoruz. Hamdolsun savunma sanayimiz gelişti, güvenlik birimlerimizin kapasiteleri arttı, istihbarat alanında yetkinliğimiz büyüdü. Ekonomiden dış politikaya, savunma sanayiinden enerjiye, her alanda olduğu gibi terörle mücadelede de bağımsızlığımızı pekiştirdik. Böylece artık kimi devletlerin onayıyla ya da sağlayacağı imkânlarla değil, ne zaman istersek, ne zaman gerekli görürsek o zaman ve kendi geliştirdiğimiz imkânlarla operasyon yapan bir ülke hâline geldik. Artık terör örgütünün sözde yöneticilerini kendilerini güvende hissettikleri yerlerde dahi etkisiz hale getirebiliyoruz. Geldiğimiz noktada terör örgütü, etkisini ve gücünü büyük ölçüde yitirmiş durumda." Terör örgütünün yönetici kadrosundaki bu eksilmenin örgütün bitişini de hızlandırdığına işaret eden İletişim Başkanı Altun, son terörist etkisiz hâle getirilinceye kadar, terör örgütünün kökü kazınana kadar da mücadelelerinin süreceğini bildirdi. "Terör örgütü tarafından yönetilenlerin gerçek yüzlerini ortaya koymaktan asla çekinmeyeceğiz" Fahrettin Altun, örgütün, kan kaybettikçe Türkiye'ye karşı yalan terörüne daha fazla başvurduğuna dikkati çekerek "Elbette bu yalan terörüne, bu sistematik dezenformasyona karşı da kararlı bir mücadele içerisindeyiz. Bu mücadeleyi her platformda, ulusal ve uluslararası her ortamda canla başla biz yürütüyoruz. Bununla birlikte gerek terör örgütüyle gerekse de bunların sözde siyasal uzantılarıyla da mücadelemiz elbette devam ediyor. Terör örgütlerine meşruiyet kazandırma arayışı içerisinde olan kesimlerin kendilerini sözde 'demokrat' olarak sunmalarına asla müsaade etmeyeceğiz. İnsan hakları kılıfıyla PKK'yı savunanların iki yüzlülüklerini her zaman yüzlerine vuracağız." şeklinde konuştu.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve elazigbulten.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.