2025’in “Aile Yılı” olarak ilan edilmesinin ardından hükümet, aile yapısını güçlendirmeye ve doğum oranlarını artırmaya yönelik kapsamlı bir çalışma başlattı. Nüfus artış hızının 2,10’un altına düşmesi, uzun vadeli demografik yapıya ilişkin önemli uyarılar olarak değerlendirilirken, hazırlanan yeni paketle hem çalışma hayatında hem de sosyal destek mekanizmalarında önemli değişiklikler yapılması hedefleniyor.
Pakette en dikkat çeken düzenlemelerin başında doğum izninin uzatılması geliyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile AK Parti’nin birlikte yürüttüğü çalışmada sona gelinirken, mevcut 16 haftalık doğum izninin 24 haftaya çıkarılması öngörülüyor. Bu düzenleme ile annelerin doğum sonrası dönemde daha uzun süre bebekleriyle vakit geçirebilmesi sağlanacak. Annenin işe dönüş süresi bebeğin 6 aylık olmasına göre belirlenerek, hem iş yaşamı hem de aile düzeni açısından daha uygun bir takvim oluşturulacak. Düzenlemenin yıl bitmeden TBMM’ye sunulması ve bütçe görüşmelerinin ardından yeni yılın ilk günlerinde yasalaşması bekleniyor.
Yeni paket, babalık izninde de önemli bir değişiklik içeriyor. Özel sektörde hâlen 5 gün olarak uygulanan babalık izni, düzenleme yürürlüğe girdiğinde 10 güne çıkarılacak. Bu adımın, doğum sürecinde babaların daha fazla sorumluluk üstlenmesini ve aile içinde destekleyici bir yapının oluşmasını sağlaması hedefleniyor. Memurlarda zaten 10 gün olan babalık izni, özel sektör için de standart hâle getirilecek.
Aileyi güçlendirmeye yönelik bir diğer önemli başlık ise ev kadınlarına yönelik yeni teşvikler. Doğurganlık oranındaki düşüşün ev kadınları arasında da ciddi şekilde hissedildiği belirtilirken, bu kesime sosyal güvenlik ve ekonomik destek sunacak yeni modeller üzerinde duruluyor. Bu kapsamda ev kadınlarına emeklilik imkânı getirilmesi, prim desteği sağlanması ve çeşitli vergi istisnalarının uygulanması planlanıyor. Böylece ev içi emeğin sosyal güvence kapsamına alınması ve uzun vadede aile ekonomisine daha güçlü bir yapı kazandırılması amaçlanıyor.
Çocuk bakımına yönelik desteklerin artırılması da paketin ana unsurları arasında yer alıyor. Çalışan annelerin iş-yaşam dengesini koruyabilmesi için mahalle tipi kreşlerin yaygınlaştırılması hedefleniyor. Küçük yerleşim birimlerine kadar ulaşması planlanan bu kreşlerin, ailelerin günlük yaşamını kolaylaştıracak bir model oluşturması bekleniyor. Buna ek olarak çocuk bakım ödemelerinde de artış yapılması, özellikle düşük gelirli ailelerin desteklenmesi açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Hükümet kaynakları, Türkiye’de nüfusun yaklaşık yüzde 20’sinin yalnız yaşadığına dikkat çekerek, “Aile ve çocuk dostu bir toplum yapısının güçlendirilmesi gerektiğini” vurguluyor. Hazırlanan paketle hem evliliklerin teşvik edilmesi hem de çocuk sahibi olmanın kolaylaştırılması amaçlanıyor. Yeni düzenlemelerin aile kurumunu destekleyen, uzun vadeli ve sürdürülebilir bir sosyal yapı oluşturmayı hedeflediği belirtiliyor.
Bu kapsamlı paketle birlikte 2025’in, aileyi merkeze alan sosyal politikaların hayata geçirildiği, çalışma hayatından sosyal güvenliğe kadar pek çok alanda yeniliklerin uygulandığı bir yıl olması bekleniyor.