Gençlik: İşsizliğin Yeni Tanımı

Bir nesil düşün: Dört yıllık üniversite bitirmiş, iki dil biliyor, üç sertifikası var, staj yapmış ama hâlâ “tecrübeli eleman” arayan ilanlara CV yol layıp duruyor. Ve ilginç olan şu ki, artık buna şaşırmıyoruz. Çünkü işsizlik “olağan”, emek sömürüsü “tecrübe”, mutsuzluk ise “şükret”likle bastırılıyor. Gençler iş bulamıyor ama sistem sanki “ça lışmak istemiyorlar” gibi davranıyor. Yıllarca eğitim alıp mezun olan birinin, me zuniyetinden sonra aylarca işsiz kalmasını nor malleştirdik. İş bulan da mutlu değil çünkü ya asgari ücretle çalışıyor ya da kendi mesleğini yapamıyor. Üstelik sosyal medyada “başarı hikâyesi” adı altında, 25 yaşında 3 şirketi olan gençlerin PR’ları dönüyor. Onları görünce, bir kafede gar sonluk yapan üniversite mezunu kendini eksik hissediyor. Oysa o da her sabah uyanıp hayatta kalmaya çalışıyor. Bu az başarı mı? İşsizlik artık sadece bir ekonomik sorun de ğil. Bir özgüven krizi, bir kimlik bunalımı. Birine ne iş yaptığını sorduğunda “şimdi lik bir şey yapmıyorum” cevabı, içinde binlerce açıklamayı barındırıyor. Bu düzende hayal kurmak bile lüks. Çünkü çoğumuz artık sevdiğimiz işi değil, geçinebildiğimiz işi arıyoruz. Ama hâlâ inanıyoruz: Bir gün “tecrüben yok” demek yerine “şans verelim” denilecek bir düzen kurulacak. Ve o gün geldiğinde, bu kadar yıl sabreden gençlerin neler başarabileceğini herkes göre cek.