Elazığ’da sonbaharın gelişiyle birlikte köylerde asırlardır süregelen bağbozumu geleneği yeniden hayat buldu. Eylül sonu ve Ekim başında başlayan hasat dönemi, hem üreticiler hem de köy sakinleri için yoğun ve heyecanlı bir sürecin habercisi oluyor. Toplanan üzümler, kış aylarının vazgeçilmez lezzetleri olan pestil ve cevizli sucuk (orcik) üretiminde kullanılıyor.
Üzümler önce kazanlarda kaynatılarak pekmeze dönüştürülüyor, ardından incecik serilerek pestil haline getiriliyor. Cevizli sucuk üretiminde ise ipe dizilen cevizler, kaynatılmış pekmeze batırılarak güneş altında kurumaya bırakılıyor. Bu süreç, hem titizlik hem de sabır gerektiren bir çalışma olarak köylerin günlük yaşamının önemli bir parçasını oluşturuyor.
Bağbozumu çalışmaları aynı zamanda sosyal bir etkinlik niteliği taşıyor. Komşuların birbirine yardım ettiği, anneden kıza aktarılan yöresel yöntemlerin uygulandığı bu süreç, köylerde dayanışma ve paylaşım kültürünün de canlı bir örneğini sunuyor. Özellikle kadınların öncülüğünde yürütülen üretim, köy yaşamının temel ritüellerinden biri olarak kabul ediliyor.
Elazığlılar, kilerlerini doğal ve besleyici lezzetlerle doldurarak soğuk kış günlerine hazırlanıyor. Pestil ve cevizli sucuk, sadece bir gıda ürünü olmanın ötesinde, kentin kültürel zenginliğini ve geleneklerini gelecek nesillere aktaran bir simge niteliği taşıyor. Her yıl yeniden canlanan bu bağbozumu ritüeli, Elazığ’ın hem gastronomik hem de kültürel değerlerinin en önemli göstergelerinden biri olarak öne çıkıyor.