Elazığ’da Oda Başkanlıklarında Zamana Meydan Okumak Zorunda

Elazığ’daki oda başkanlıklarında uzun yıllardır aynı isimlerin görev yaptığını görmekteyiz. 20 yılı aşkın süredir koltukta oturanların artık performanslarını kaybettikleri ve yenilenmeye ihtiyaç duyulduğu dikkat çekmektedir. Şehrimizin bürokrasisinde bu seçimlere dair çeşitli görüşler dile getirilse de, bu görüşlerin çoğu daha çok söylentilere dayalı olup netlikten uzaktır.

65–70 yaşındaki oda başkanlarının, şehrin geleceğini ilgilendiren konularda yeni bakış açıları üretmekte zorlandıkları görülmektedir. Bu nedenle artık genç, dinamik ve vizyon sahibi isimlerin de bu görevlerde yer alması gerektiği düşünülmektedir.

Ne yazık ki bazı siyasiler ve mülk amirleri, zaman zaman kendi çıkarlarını şehrin menfaatinin önüne koyabiliyor. Elazığ’ın geleceğini düşünmeden, “bizim tanıdığımız kişi” veya “alışılmış tercih” gibi gerekçelerle liyakatli, enerjik ve çalışkan isimler göz ardı edilebiliyor. Yeni yetişen gençler çoğu zaman ciddiye alınmazken, sadece eski kuşaklara destek verilmektedir. Bu yaklaşım, Elazığ’ın gelişimi açısından ciddi bir engel oluşturmaktadır. Bu noktada hem siyasilerin hem de mülk amirlerinin bu durumu yeniden değerlendirmesi önem taşımaktadır.

Oysa gerçek öncelik, bireysel eğilimler değil; şehrimize ve halkımıza sağlanacak faydadır. 10, 15, 20 yıldır koltukta oturan ve görevlerini yalnızca tecrübe ile sürdürmeye çalışan oda başkanlarının artık yerlerini yeni nesle bırakmaları gerekmektedir. Şehrimizin mülk amirleri ve siyasiler, taraf tutmadan ve kişisel tercihlerden uzak şekilde adil davranmalı; yalnızca Elazığ’ın ve esnafın yararını gözetmelidir.

Bizim için asıl önemli olan, kimin Elazığ’a ne kazandırdığıdır. Bu bağlamda, her ne şartta olursa olsun, şehre hizmet etmiş oda başkanlarımızın zamanı geldiğinde görevlerini daha iyi işler yapabilecek genç, dinamik, enerjik ve çalışkan liderlere devretmeleri gerekmektedir. Bizim için değerli olan, şehrimize katkılarıyla fark yaratacak oda başkanlarını bu görevlerde görmek; “alışılmış tercihler” veya “kişisel yakınlıklar” üzerinden yapılan değerlendirmeler değildir. Yalnızca şehrin çıkarını gözeten, vizyonuyla geleceği planlayan ve üretkenliğiyle öne çıkan isimlerin önünün açılması gerekmektedir.

Elazığ, geçmişin alışkanlıklarıyla değil, geleceğe dönük bir vizyonla yönetilmelidir. Oda seçimlerinde bireysel eğilimlere dayalı yaklaşımların öne çıkarılması doğru değildir. Bu anlayış, şehrin geleceğiyle ilgili alınan kararlarda soru işaretleri doğurur. Bu nedenle liyakat ve şehrin ortak yararı öncelikli olmalıdır. Aksi halde, kaybeden sadece Elazığ olur; koltukta kalanlar değil, şehir ve halk zarar görür.