Elazığ, tarihiyle, kültürüyle ve insanıyla her zaman Doğu’nun en saygın şehirlerinden biri olmuştur. Ancak bugünlerde şehirde en çok konuşulan konu ne yeni bir yatırım, ne de kültürel bir gelişme… En çok konuşulan, en çok hissedilen sorun işsizlik. Özellikle de genç işsizliği.
Kentin sokaklarında dolaşırken bir kahvehanede oturan, elinde cep telefonuyla iş ilanlarını tarayan ya da “torpilin yoksa işin de yok” diyen gençlerle karşılaşmak artık sıradan bir manzara haline geldi. Üniversitelerden her yıl binlerce genç mezun oluyor, ancak mezunların çoğu iş bulmak yerine iş aramaktan yorgun düşüyor.
Ne yazık ki Elazığ’da gençlerin umudu azalıyor. Sanayi yatırımları sınırlı, özel sektörün istihdam gücü zayıf, kamu kadroları dar. Şehirde üretimden çok tüketim var, girişimcilik destekleri ise neredeyse yok denecek kadar az. Gençler “bir işe gireyim de ne olursa olsun” noktasına gelmiş durumda.
Bu tablo, sadece ekonomik bir sorun değil; aynı zamanda sosyal bir yaradır. İşsiz kalan genç, geleceğe dair inancını kaybediyor. Kimi şehir dışına gidiyor, kimi yurtdışında şans arıyor. Gidenlerin yerini dolduracak yeni bir kuşak ise aynı çıkmazla karşılaşıyor. Elazığ böylece her geçen yıl biraz daha “yaşlı bir şehir” haline geliyor.
Oysa bu şehirde umut var. Genç beyinler var, çalışmaya istekli insanlar var. Yeter ki onlara fırsat verilsin. Elazığ’ın yerel yöneticileri, iş dünyası ve üniversitesi bir araya gelip gençlere gerçek anlamda iş imkânı sunacak projeler üretmeli. Küçük ölçekli sanayi alanları, teknoloji merkezleri ve girişimcilik destekleriyle gençlerin önü açılabilir.
Unutmayalım; bir şehrin en büyük zenginliği binaları, yolları ya da kurumları değildir. Bir şehrin asıl gücü, gençlerinin umutlarıdır.
Elazığ, gençlerine umut verebildiği gün, yeniden ayağa kalkacaktır.