CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından gündeme taşınan “Terörsüz Türkiye” sürecine yönelik önemli değerlendirmelerde bulundu. Erol, Türkiye’nin terörle mücadelesinde atılacak adımların, devlet geleneğiyle uyumlu ve toplumun beklentilerine uygun şekilde yürütülmesinin zorunluluk taşıdığını vurguladı.
Terörün bitirilmesi noktasında ortaya konulan her yapıcı girişimin değerli olduğunu belirten Erol, sürecin odağına İmralı’nın alınması yönündeki yaklaşımlara ise kesin bir dille karşı çıktı. Milletvekili Erol, yıllardır terörle mücadelede kararlı bir duruş sergileyen bir siyasetçi olarak, bu tür bir yöntemin kabul edilebilir olmadığını ifade etti. Terör örgütlerinin ve onların yöneticilerinin meşru bir muhatap haline getirilmeye çalışılmasının, hem devletin köklü ilkelerine hem de vatandaşların hassasiyetlerine aykırı olduğunu dile getirdi.
Erol, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, millet iradesinin tecelligâhı olarak böylesi süreçlerin ana merkezi olması gerektiğine dikkat çekti. Çözümün, ancak demokratik zeminde, şeffaf şekilde ve devlet kurumlarının ortak aklının harekete geçirilmesiyle mümkün olabileceğini belirtti. TBMM komisyonlarının İmralı’ya gitmesine yönelik önerilerin ise toplum vicdanında karşılığının olmadığını söyledi.
CHP’nin grup toplantısında alınan karar doğrultusunda, İmralı’ya gidilmesine yönelik teklifin reddedilmesinin hem partinin ilkesel duruşunu hem de devlet aklını esas alan tavrını yansıttığını ifade eden Erol, söz konusu kararın millet ve ülke menfaatleri açısından son derece yerinde olduğunu belirtti.
Gürsel Erol, terörle mücadelede devletin yanında duran bir çizgiyi her zaman savunduğunu ve bu konuda taviz verilmemesi gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin geleceğe daha güçlü, daha huzurlu ve daha güvenli bir şekilde ilerlemesinin, teröre karşı net, tutarlı ve kararlı adımlarla mümkün olacağını söyleyen Erol, CHP’nin de bu kararlılığın en önemli temsilcilerinden biri olduğunu ifade etti.
CHP’nin 102 yıllık kurumsal geçmişiyle Türkiye’nin demokrasi mücadelesine yön veren bir siyasi hareket olduğunu hatırlatan Erol, barışın da demokrasinin de milli birlik ve bütünlükten ayrı düşünülemeyeceğini belirtti. Terör örgütleriyle arasına kesin bir çizgi çeken bir siyaset anlayışının, hem ülkenin geleceği hem de milletin beklentileri açısından vazgeçilmez olduğunu dile getirdi.
Erol’un açıklamasında, Türkiye’nin geleceğine yönelik hedeflerin, teröre karşı ortak bir duruşla, kararlı bir devlet politikasıyla ve millet iradesinin temsil edildiği Meclis çatısı altında hayata geçirilmesi gerektiği vurgulandı. Bu çerçevede CHP’nin aldığı İmralı’ya gitmeme kararının hem siyasi hem de toplumsal açıdan önemli bir sorumluluk ve duruş örneği olduğu ifade edildi.