Geçen hafta en çok depremi ve Elazığ'ın Afet Bölgesi kapsamına alınmasını konuştuk. Deprem büyük bir felaketti, hepimiz bir yakınımızı kaybetmiş gibi üzüldük. Az değil resmi rakamlara göre 40 binin üzerinde insan hayatını kaybetti. Daha enkazların çoğu el atılmamış vaziyette duruyor. Bu, rakamın daha da büyüyeceği anlamına geliyor.
Elazığ' da depremde büyük yara aldı. Şimdilik beş yüzün üzerinde ağır hasarlı bina tespit edildi. Çalışmalar sürüyor.Çalışmalar bittiğinde gerçek bilançoyu öğreneceğiz. Muhtemelen binin üzerinde bina kullanılamaz hale geldi.
Bu Gaziantep, Diyarbakır ve Adana gibi illerden daha büyük yıkım demek. Tek tesellimiz ölü sayısının iki de kalması.
Depremden sonra ağır hasarın ortaya çıkması ile birlikte muhalefetin sesi de yükseldi. Elazığ'ın Afet kapsamına alınması için insiyatifler başlatıldı. Siyasi arenada CHP milletvekili Gürsel Erol çok koşturdu. Demeçler verdi. CB Erdoğan'ı aradı. İYi Parti İl başkanı Servet Gürgözele katıldığı TV programlarında dile getirdi. Sosyal medyada bazı yerel gazeteciler, kanaat önderleri kampanya yürüttüler. Sosyal medyada İrfan Sönmez'in, Prof.Dr. Hikmet Esen'in paylaşımları ses getirdi. Neticede Elazığ'da afet bölgesi kapsamına alındı. Bu arada haftalık Turan Gazetesinin konuyla ilgili manşetini de unutmamak lazım. Emeği geçen herkese teşekkür etmek gerekir.
Elazığ uzun zamandır AKP'ye destek olan bir il. Destek sıralamasında her halde ilk 5 ilden biri. Ama hizmet alma sıralamasında herhalde en arkada olan illerden biri. Bunda vekillerin yetersizliklerinin, gereken aksiyonu gösterememelerinin de büyük etkisi var. Elazığ seçimlerde hep parti seçti. Kendini temsil edecek vekillerin ayarına, kalitesine hiç bakmadı. Ankara'ya gidenler de," bizi Elazığlı değil reis seçti" diyerek Elazığ' değil reise hizmet ettiler. Kendilerini seçenleri unuttular. Önümüzdeki seçimlerde Elazığ onları unutur mu göreceğiz.
Bir şehrin hizmet almasıyla o şehri temsil edenlerin kapasiteleri arasında bir ilgi vardır. Seçilenler ne kadar donanımlı, ne kadar kapasiteli olurlarsa o kadar hizmet getirirler. Kapasite yoksa, siz kendinizi de parçalasanız o hizmet gelmez. On kilo taşıma gücü olan bir adama yüz kilo yükleyemezsiniz. Yüklerseniz altında kalır. Zaten kaldılar da.
Önümüzdeki seçim bu değişir mi? Dilerim değişir. Yoksa daha bu kafayla çok şikayet eder, çok bağırır dururuz. Yarın yine dövünmemek için doğru insanlara yetki vermek şart. Yoksa bir 5 yılı daha kaybederiz.