Eğitim

Bakan Tekin: “Eğitimde Asıl Tartışmamız Süre Değil, Öğrencinin Mezun Olduğu Yaş Olmalı”

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 12 yıllık zorunlu eğitim tartışmalarında odak noktasının “eğitim süresi” değil, gençlerin hayata atıldığı yaş olduğunu vurguladı. Tekin, İngiltere örneğine atıfta bulunarak Türkiye’de öğrencilerin daha erken üniversiteye başlayabilmesi gerektiğini ifade etti.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Türkiye’de uzun süredir tartışılan 12 yıllık zorunlu eğitim konusunda dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Bakan Tekin, eğitimde temel sorunun yalnızca süre ile sınırlı olmadığını, esas odak noktasının öğrencilerin eğitimi tamamladıkları yaş olduğunu belirtti. Tekin, gençlerin lisans eğitimlerini tamamlayıp iş hayatına atıldıklarında ortalama 26 yaşında olduklarını ifade ederek, bu durumun yeniden değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Bakan Tekin, günümüzde bilgiye ulaşımın büyük bir hız kazandığını ve teknolojik gelişmelerin, televizyon, internet, sosyal medya ve yapay zekanın öğrencilerin hazır bulunuşluk düzeyini yükselttiğini hatırlattı. “20 yıl öncesinin eğitim süreleriyle bugün aynı sistemle hareket etmek mümkün değil” diyen Tekin, özellikle zorunlu eğitim süresinin bitiş yaşının, öğrencilerin iş hayatına ve toplumsal yaşama girişlerini doğrudan etkilediğini vurguladı.

Gençlerin liseyi 18–19 yaşında bitirdiğini, üniversiteye giriş sınavı hazırlığı ve üniversite eğitimi sürecini tamamladıklarında ortalama 26 yaşına geldiklerini belirten Bakan, bu sürenin hem bireysel hem de toplumsal açıdan tartışılması gerektiğini ifade etti. Tekin, gizli işsizlik ve genç istihdam sorunlarıyla birlikte ele alındığında konunun öneminin daha da arttığını söyledi.

Bakan, dünyadaki uygulamalara da değinerek, bazı ülkelerde öğrencilerin 16 yaşında üst düzey üniversitelere başlayabildiğini hatırlattı. İngiltere örneğini veren Tekin, “Niye İngiltere’de 16 yaşında çocuklar Harvard veya Oxford’a gidiyor, bizim çocuklarımız neden üniversiteye daha erken başlayamasın? Eğer çocuklarımız eğitimi daha erken tamamlama kapasitesine sahipse, bu hakkı onlara vermeliyiz” ifadelerini kullandı.

Zorunlu eğitim süresine ilişkin tartışmaların devam ettiğini, ancak herhangi bir değişikliğe gidilmeden önce hazırlık ve tedbirlerin tamamlanması gerektiğini belirten Tekin, 4+4+3+1 veya 4+4+2+2 gibi modellerin masada olduğunu aktardı. Bakan, özellikle lise döneminin iki yıllık zorunlu kısmında akademik eğitim alacak öğrenciler, mesleki eğitim altyapısı, öğretmen normları ve kız çocuklarının okullaşma oranı gibi birçok konunun birlikte ele alınması gerektiğini vurguladı. “Tedbir almadan ve hazırlık yapmadan herhangi bir değişikliğe gitmeyiz. Bu süreç aceleye getirilmeyecek” diyen Tekin, nihai kararın Cumhurbaşkanlığı Kabinesi tarafından verileceğini, uygulamanın ise zamana yayılacağını belirtti.

Bakan Tekin ayrıca tartışmanın yanlış anlaşılmaması gerektiğini ifade ederek, sürenin kısaltılması veya müfredatın hafifletilmesi gibi bir niyetin söz konusu olmadığını açıkladı. “Buradaki mesele, öğrencinin alacağı eğitimin kalitesini düşürmeden, zorunlu eğitimi tamamlama yaşını yeniden düşünmek” diyen Tekin, verilen bilgilerin veya kazandırılan becerilerin azaltılmayacağını sözlerine ekledi.

Öte yandan Bakan, velilerden ara tatilin kaldırılmasına ilişkin talepler aldıklarını belirtti. Çalışan anne ve babaların, tatil sonrası çocuklarını yeniden okula göndermekte zorlandığını ifade eden Tekin, öğretmenlerin de öğrencilerin adaptasyon sürecinde sorun yaşadığını aktardı. Bu konuda iki yıldır analizler yaptıklarını ve bu yıl da çalışmaların devam edeceğini belirten Tekin, sonrasında değerlendirme yapılacağını kaydetti.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in açıklamaları, Türkiye’de eğitim sisteminde yalnızca süreyi değil, öğrencilerin mezuniyet yaşını da dikkate alan kapsamlı bir yaklaşımın gündeme gelebileceğini ortaya koyuyor. Eğitimde olası değişiklikler, hem öğrenci hem de aileler açısından kritik sonuçlar doğurabilecek nitelikte, bu nedenle süreçte kapsamlı hazırlık ve analizlerin yapılacağı bildirildi.