Şemsettin Yılmaz
Yedi Çınar Okulları
Fatih Karaköse
Köşe Yazarı
Fatih Karaköse
 

SPORUN HAYATIMIZDAKİ YERİ VE ÖNEMİ

Değerli Elazığ Bülten okuyucuları; öncelikli olarak sizlere sporun kısaca bir tanımını yapmakla yazıma başlamak istiyorum. Spor, kişinin sağlığını koruyan sosyal davranışlarını düzenleyen zihinsel, biyolojik, pedegojik ve sosyal bir olgudur. Bu tanım içersinde yer sosyal biyolojik ve de pedegojik terimler kendi içerisinde büyük önemler arz eden cümlelerdir. Şöyle ki, kişinin sporla sosyalleşmesi demek içine kapanık bir birey olmaktan kurtulması anlamı taşımaktadır. Pedegojik ise çocuklarımızın ana sınıfından itibaren beden eğitimi ve spor derslerini uygulaması ve de uygulaması çocuklarımızın mükemmel bir bireyler haline dönüşmesi anlamı taşımakta.  Biyolojik boyutu ise sporun sağlığa katmış olduğu şeyleri yazmaya kalksam herhalde 2 veya 3 sayfa yazmamız anlamına gelmek demektir. Bu yüzden spor yapmayanlara teşvik edici şeyler söylememiz gerekmektedir. Günlük yaşamımıza sporun olumlu katkısı ve yapmış olduğumuz bazı yanlışlıklar hakkında sizlerle birşeyler paylaşmak istiyorum. Dünyada özellikle de ülkemizde OBEZİTE aldı başını gidiyor bunun tek nedeni ise şudur "HA-RE-KET-SİZ-LİK." Örneğin bir günümüzü ele alalım sabah kalkıyoruz, sabah kahvaltısı yiyoruz ve de ayakta birşeyler atıştırıyoruz. Öğlene doğru abur cubur yiyoruz ya da yemiyoruz, akşam eve gelip yemek yiyoruz ve daha sonra televizyonların karşısında geçirilen 5 yada 6 saat hepinizin gerçektende tam beni yazmış dediğini duyar gibiyim. Böyle olunca da yediğimizi yakmadığımız için sonuç obez toplumlar, obez çocuklar ortaya çıkıyor... Hastalıkların tek nedeni ise yine hareketsizlikten kaynaklanıyor sizlere yapılan bir araştırmadan çok çarpıcı bir örnek vermek istiyorum. Almanya'nın Köln şehrinde bulunan ve de dünyanın en büyük spor akademisi olarak kabul edilen "KÖLN SPOR AKADEMİSİNDE" yapılan bir araştırmayı yazacağım. 3 yıl boyunca spor yapan 100 kişi ve de 3 yıl boyunca spor yapmayan 100 kişinin hastaneye gitme oranları araştırılmış. Sonuç gerçekten spor yapmayanlar için tam bir vahim bir tablo ortaya çıkmıştır .Spor yapanlar 3 yıl içinde 2 ya da 3 kez hafif soğuk algınlığından dolayı hastaneye gitmiştir. Ama spor yapmayanlar, 3 yılda 20 den fazla hastaneye gitmişlerdir hem de kalp,eklem rahatsızlıkları, obezite ve de kötü sayılabilecek hastalıklarla hastaneye başvurmuşlardır.   Aslında bu örneği okuyan her Elazığ Bülten okuyucularının hemen bir profesyonel spor salonuna gitmelerini, gidemeyenlerin de en azından kendilerini hareketsizlikten kurtaracak yöntemler bulmaları gerekmektedir. Bu nedenle günümüzün en önemli sporlarından biri olan vücut geliştirme ve fitness' ı tercih edersek çok daha iyi olur. Aşağıda size kısaca anlatayım, Vücut geliştirmenin günlük hayatımızdaki önemini sizlere anlatayım. Hepimiz çarşıda, pazarda, alışverişte vb. yerlerden evlerimize dönerken mutlaka ellerimizde bir yada birkaç poşet veya evde bir eşyayı bir yere kaldırırken, taşırken erken yorulur muhtemelen bir sonraki günde her tarafımız tutulur ve bu tutulmanın neticesinde kendimizi 1 yada 2 gün kötü hissederiz. İşte vücut geliştirme yapan bir kişide bu yazdığım kuvvetsizlik ve de bir sonraki gün laktik asit birikmesi yani yorgunluk olmaz; çünkü kasları maksimum de derecede çalıştıracak hem kas hem de kemiklerimizi kuvvetlendirdiğimizden dolayı bunların olması imkansızdır. Sizlere evlerimizde çok basit şeylerle kaslarımızı nasıl geliştirebiliriz ve de nasıl kuvvetlendiririz onu yazayım. Örneğin, evlerimizde bulunan 2 küçük su şişesi ile omuz kol, arka kol kaslarımızı, evde bulunan toz fırçalarımızla göğüs ve de yan yağlarımızı yakıp kuvvetlendirebiliriz.  Ayrıca evde bulunan kalın bir kitap ile (CALF) arka alt baldırlarımızı ve de bacaklarımızı geliştirebiliriz.  Bu yazdıklarım evde çok rahat olarak kendimizi geliştirebileceğimiz çok basit şeylerdi. Umarım hepimiz üzerimizden bir an önce hareketsizlik illetinden kurtulur daha "SAĞLIKLI GÜNLER YAŞARIZ" bir sonraki yazılarda görüşmek ümidiyle saygılarımla...
Ekleme Tarihi: 28 Temmuz 2022 - Perşembe
Fatih Karaköse

SPORUN HAYATIMIZDAKİ YERİ VE ÖNEMİ

Değerli Elazığ Bülten okuyucuları; öncelikli olarak sizlere sporun kısaca bir tanımını yapmakla yazıma başlamak istiyorum.
Spor, kişinin sağlığını koruyan sosyal davranışlarını düzenleyen zihinsel, biyolojik, pedegojik ve sosyal bir olgudur. Bu tanım içersinde yer sosyal biyolojik ve de pedegojik terimler kendi içerisinde büyük önemler arz eden cümlelerdir. Şöyle ki, kişinin sporla sosyalleşmesi demek içine kapanık bir birey olmaktan kurtulması anlamı taşımaktadır. Pedegojik ise çocuklarımızın ana sınıfından itibaren beden eğitimi ve spor derslerini uygulaması ve de uygulaması çocuklarımızın mükemmel bir bireyler haline dönüşmesi anlamı taşımakta. 
Biyolojik boyutu ise sporun sağlığa katmış olduğu şeyleri yazmaya kalksam herhalde 2 veya 3 sayfa yazmamız anlamına gelmek demektir. Bu yüzden spor yapmayanlara teşvik edici şeyler söylememiz gerekmektedir.

Günlük yaşamımıza sporun olumlu katkısı ve yapmış olduğumuz bazı yanlışlıklar hakkında sizlerle birşeyler paylaşmak istiyorum. Dünyada özellikle de ülkemizde OBEZİTE aldı başını gidiyor bunun tek nedeni ise şudur "HA-RE-KET-SİZ-LİK." Örneğin bir günümüzü ele alalım sabah kalkıyoruz, sabah kahvaltısı yiyoruz ve de ayakta birşeyler atıştırıyoruz. Öğlene doğru abur cubur yiyoruz ya da yemiyoruz, akşam eve gelip yemek yiyoruz ve daha sonra televizyonların karşısında geçirilen 5 yada 6 saat hepinizin gerçektende tam beni yazmış dediğini duyar gibiyim. Böyle olunca da yediğimizi yakmadığımız için sonuç obez toplumlar, obez çocuklar ortaya çıkıyor... Hastalıkların tek nedeni ise yine hareketsizlikten kaynaklanıyor sizlere yapılan bir araştırmadan çok çarpıcı bir örnek vermek istiyorum. Almanya'nın Köln şehrinde bulunan ve de dünyanın en büyük spor akademisi olarak kabul edilen "KÖLN SPOR AKADEMİSİNDE" yapılan bir araştırmayı yazacağım. 3 yıl boyunca spor yapan 100 kişi ve de 3 yıl boyunca spor yapmayan 100 kişinin hastaneye gitme oranları araştırılmış. Sonuç gerçekten spor yapmayanlar için tam bir vahim bir tablo ortaya çıkmıştır .Spor yapanlar 3 yıl içinde 2 ya da 3 kez hafif soğuk algınlığından dolayı hastaneye gitmiştir. Ama spor yapmayanlar, 3 yılda 20 den fazla hastaneye gitmişlerdir hem de kalp,eklem rahatsızlıkları, obezite ve de kötü sayılabilecek hastalıklarla hastaneye başvurmuşlardır.
 
Aslında bu örneği okuyan her Elazığ Bülten okuyucularının hemen bir profesyonel spor salonuna gitmelerini, gidemeyenlerin de en azından kendilerini hareketsizlikten kurtaracak yöntemler bulmaları gerekmektedir. Bu nedenle günümüzün en önemli sporlarından biri olan vücut geliştirme ve fitness' ı tercih edersek çok daha iyi olur. Aşağıda size kısaca anlatayım,

Vücut geliştirmenin günlük hayatımızdaki önemini sizlere anlatayım. Hepimiz çarşıda, pazarda, alışverişte vb. yerlerden evlerimize dönerken mutlaka ellerimizde bir yada birkaç poşet veya evde bir eşyayı bir yere kaldırırken, taşırken erken yorulur muhtemelen bir sonraki günde her tarafımız tutulur ve bu tutulmanın neticesinde kendimizi 1 yada 2 gün kötü hissederiz. İşte vücut geliştirme yapan bir kişide bu yazdığım kuvvetsizlik ve de bir sonraki gün laktik asit birikmesi yani yorgunluk olmaz; çünkü kasları maksimum de derecede çalıştıracak hem kas hem de kemiklerimizi kuvvetlendirdiğimizden dolayı bunların olması imkansızdır.
Sizlere evlerimizde çok basit şeylerle kaslarımızı nasıl geliştirebiliriz ve de nasıl kuvvetlendiririz onu yazayım. Örneğin, evlerimizde bulunan 2 küçük su şişesi ile omuz kol, arka kol kaslarımızı, evde bulunan toz fırçalarımızla göğüs ve de yan yağlarımızı yakıp kuvvetlendirebiliriz. 
Ayrıca evde bulunan kalın bir kitap ile (CALF) arka alt baldırlarımızı ve de bacaklarımızı geliştirebiliriz. 
Bu yazdıklarım evde çok rahat olarak kendimizi geliştirebileceğimiz çok basit şeylerdi. Umarım hepimiz üzerimizden bir an önce hareketsizlik illetinden kurtulur daha "SAĞLIKLI GÜNLER YAŞARIZ" bir sonraki yazılarda görüşmek ümidiyle saygılarımla...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve elazigbulten.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.